Güzelliği ve kokusuyla herkesi büyüleyen Nergis; psikolojide Narsizm, mitolojide ise Narkissos ile anılır. Her iki hikayede de bencilliği, güzelliği nitelendiren bu sembol bitki aslında sevildiği zaman en zor koşullarda bile açabilen, bütün ulaşılmaz yerlere görünümü ve kokusuyla hayat getiren, insanlara şifa olan bir türdür. Zeus tarafından kendine aşık olmakla cezalandırılıp kendine bakarken ölen Narkissos’un bedeni üzerinden çıktığına inanılır. Bu bitki her bir zerresiyle mükemmeldir. Kusursuz kokusu ve görünümüyle büyülü anlar yaşatır onunla tanışma şerefine ulaşabilenlere. Bu bitkinin insanları genelde sevgiyi çok iyi bilirler . Bu öyle bir sevgidir ki kendilerinden başka kimsede bulamayacaklarına inanırlar. Onlar hep severler, kendilerini, çevrelerini çok güzel severler. Bu derin tutku onları bulunamaz, arzulanması bile hayal edilemez hisleri ümitsiz bir şekilde aramaya iter.

Nergis insanları kendilerini hem çok değerli hissederler hem de kimsenin bu değeri karşılayamayacağı ön yargısına kapılarak her şeyden ve herkesten uzak dururlar. Aslında benliklerine olan saygıları yüzünden biraz hızlı ve çizgileri keskin kararlar alarak özel alanlarına kolay kolay kimseyi dahil etmezler. Görünüm onlar için önemlidir ama asla her şey değildir. Nergisleri anlamak zordur. Narsist deriz, kendini beğenmiş buluruz ama asla çabalarını, etraflarına nasıl ışık saçtıklarını,  aslında kırılmak istemedikleri için sustuklarını görmeyiz. Belki de onları böyle yargılamak daha kolay gelir. Zaten bir gün anlaşıldıklarını hissederlerse ancak o zaman bir adım atmaya ve o yüksek duvarlardan birinin onlara seslenmesine izin verebilirler.