Kökleri birbirine bağlı iki farklı ağaç 

Yaslanmışlar birbirine 

Sarılarak uzanıyorlardı gökyüzüne. 

Bir insansa ayağı sakat bir köpeği sevdim diye 

Hor gözle baktı bugün bana. 

Bilseydim dedi,

Yemezdim verdiğin yemeği

Bir ağaç kadar olamadığımız 

Yaşamak düştü bahtımıza. 

Gittikçe zorlaşıyor bu yolculuk.

Üstelik bir dinlenme tesisi bile bulamadım yeryüzünde hâlâ.

Bir bana mı çok gördü dünya 

Dinlenme tesisi bir kalbi 

Kaldırılabilir yüklerle bile 

Bir insan 

Bir insana sığınırken 

Bu ağır yükümü çözecek

Bir bedestan kalmadı mı bana 

Çok zor ve yorucu bir yol bu Rabbim 

Gökyüzüne de değil toprağa uzanıyor üstelik 

Saçlarım kök salmadan toprağın üzerinde

Ya yükümü hafifletecek bir omuz yasla omzuma 

Ya da al bu ağır kalbi, hafiflet. 


Merhamet dileniyorum topraktan. 

Topallayan yalnızlıklardan,

Acımasızlıklardan yoruldum diyorum. 

Ayağı sakat köpeğin peşine takılıyorum

Hadi bak bana diyorum

Bak da öpeyim ayaklarından. 

O da kaçıyor. 

Allah’tan güneş insaf edip da bakıyor yüzüme arada.

Bir ten olmasa da hissettiğim  

Kafes deliklerinden içeri dolan hava

Soğuk soğuk değiyor tenime ara sıra. 

Kafesin içinde olduğumu hatırlamayayım diye 

Etrafına diktiğim çiçekleri suluyorum bazı geceler  gözyaşlarımla

Sanıyorlar ki bir cennet bahçesi yaşadığım 

Kafes yine kafes, bunu görmüyor hiç kimse 

Acının, kederin, hüznün tellerinden örülme. 


Oysa bana 

Sen çöpsün deseler 

Yaşanmışlığım işte, diye sevinecek bir şey 

Bulurdum ben. 

Buna rağmen 

Sevinecek bir şey bırakmadılar dünyada. 


Biliyor musun bebeğim,

Aynı yeryüzü

Hızıyla bizi sakat koyan.

Senin ayağını

Benim kalbimi topal bırakan. 

Bu eksiklik, bu ayrılık ondan.  


Sabah oldu bak yine. 

Keder işlemiyor saatin akrebine.

Yüzümün akşamdan kalma tuzunu temizliyorum. 

Çocuklarım için boyuyorum rengarenk. 

Soluk bir renk kalmasın benden geriye 

Hatırlarında diye. 

Yastığın altına koyuyorum mutsuzluğumu. 

Sonra kapının önünde bekleyen kedileri düşünüyorum.

Kalk diyorum bir çay koy kendine. 

Çiçeklere bakıyorum ardından 

Çiçeklerime

Sulamanın, sevmenin, güneşin fayda etmediği çiçeklerime. 

Sonra kendime

Kırık bir aynanın yüzünde. 


Bilmiyorsun sevgilim

Hoş nerden bileceksin

Aradın mı hiç, buldun mu beni

Fark ettin mi boyalı yüzler arasından

Benim çiçekli kafesimi?


Ben,

Çiçeklerin bile solduğu yerde 

Tüm gücümle mücadele ettim.


Öldüğümde sana armağan olsun

Sen belki bir gün gelirsin diye süslediğim

Varlığımın tek yegane eseri,

Kalbimin çiçekli kafesi

Ama bilesin o gün ölüdür göğsümde

Sevginin serçeleri.