Anlat turnam türküsünü dinliyorum. Bir yerde diyor ki "kırılmış kanadın uçamıyorsun, anlat turnam sinendeki dertleri"
Sanki kanadım çoktan kırılmışta ben fark etmemişim.
Öylece çırpınıyorum uçmak için.
Hatta bir noktadan sonra işimin uçmak değil de yüzmek olduğuna inanmışım gibi.
Fakat ne yüzmeyi biliyorum ne yüzmeye dair bir bilgim var. Mesela deniz nedir, nerededir ondan bile haberim yok.
Ne olduğumu unutmuşum, çırpınıyorum.
Ne gökyüzünü arayabiliyorum ne denizi, çırpınıyorum.
Artık diğer kanadımın varlığından da haberim yok.
Uçanlara şaşırıyorum.
Önceden ne yapıyordum, bilmiyorum.
Çok zaman olmuş.
Çırpınıyorum.
Ve yavaş yavaş çırpınmayı da unutuyorum.
Bir şey çok tekrarlanırsa neden yapıldığı ve ne yapılmakta olduğu unutulur.
Artık çırpınamıyorum.
Her şey güneşin yakıcı sıcağında eridi.
Ben uçamadım.
Kimsede gelip sen kuşsun demedi.
Aynamı da bulamadım.
Denizi bulsam belki sudan yansımama bakıp ne olduğumu öğrenebilirdim.
Unuttum her şeyi.
En çok kendimi.
Zaten kendim,
her şeyim değil miydi?