Uykusuzum,
kimseler yok hala
ufka baktıkça ağırlaşıyor deniz.
ufku görmek acıdır, bunu biliriz
Muma dönük yüz düşümümüz,
gözlerimizde gümüş sargılar...
Tavlı bir ocakta durur saat
-ki ateş insanı aslıyla yargılar-
oyuklar, uykularında tüy bırakmaz
kar bırakır üşünç elbiselerinde
ter bırakır...
ve bir de kar üstünde terleyenler vardır
Orada bardaklar oluklarında yarık
orada ölüm sert bir damardır
hiç, çekimler durur cam bakışları
buz, kan teflerinde vurulur
ve dardır kıvrandığı yer suyun
su ki
-yalnız kaynağında burulur-
uykusuzum,
kimseler yok hala
ufka baktıkça ağırlaşıyor deniz.
ufku görmek acıdır, bunu biliriz