Her insan gözükmek ister. Fakat küçükken sindirilmiş çocuklar daha çok görünmek ister. Hilmi de öyle bir çocuktu. Büyüdü yetişkin oldu ve çok görünmek istedi.                                          

Çocukken gülse ya da ağlasa hep "Sen Zülfikar’ın oğlusun ciddi dur.” derlerdi. Babası da oğlunun gülmesini istemezdi. Erkek adam sert durmalıydı. Ağlamak ve gülmek erkek adama yakışmazdı. Zülfikar’ın duygularını insanlar pek fazla görmezdi. İşte bu yüzden oğlunun da kendisi gibi sert ve otoriter olmasını istedi.

Oğlu Hilmi bunu reddetti. Uzun zaman bu rolü oynamaya çalıştı fakat başarılı olamadı. Sadece babası değil çevresindeki büyükler de onu böyle eğlenceli görmeye dayanamazdı. Hilmi sindirildi. Hem de büyük bir toplum baskısıyla sindirildi. Hilmi kendisini sindirenlere de nefretle büyüdü. Nefret duygusu kendisine de zarar veriyordu. Bunun farkındaydı.

Hilmi tiyatroyla kendini göstermeye çalışıyordu. Ben varım demek istiyordu. Hilmi’ye çocuk oyunu teklifi geldi. Sahnede eşek rolü yapıyordu. Otoriter sert babanın oğlu Hilmi sahnede eşek rolündeydi. Tek derdi de çocukların gülmesiydi. Hayatlarının en önemli zamanlarında gülmelilerdi. Sindirilmelilerdi çocuklar. Yoksa büyüdüklerinde tüm bu çocukların o küçük omuzlarına yüklenen büyük dertler, büyüdüklerinde daha büyük bir şekilde ömürlerinin sonuna kadar onlarla gelirlerdi. Çocuklar gülmeli,sindirilmemeli. C.