Küçük kulakları açık,

Sisli bir baygınlık,

Ellerinden kayıp gidiyor erkeğimin,

Oltayı titretiyor balık.

Boylu boyunca önüme seriliyor etin:


Bir kız vardı Allah canını almasın

Salyangozlar gibi karanlık

Bir döngüye işaret eden gençliğimin

İlk öpücüğü kadar kırık


Üçüz oğlan çocukları doğurdum,

Yürüdüm uçurumlara aşk sanıp.

Rüyamda görmüştüm kanlı bir irin,

Beni doğuruyordu, içi dopdoluydu,

Ve sana geliyordu yolundan sapıp.


Çocukluğumun yalnızlığı üç kişilikti,

Anne, baba, abi;

Bir de hafif atmaktan mütevellit,

Çelimsiz çocuk kalbi.


Kalbimi öp de git,

Suyunu bahşet çünkü sen yokken,

Kim bilirdi benim ellerim yanık

ve korkunç soğukken kent

Ormanlar şelâlelerle arkadaştı

taşlar eskisinden sert.


Sımsıcak avuç içlerim.

Yakıyor dokunduğu yeri.

Tüm duvarlarım vahşi tüm duvarlarımda

sonsuz yanık izleri.

Çocukluğum çoktan bitmiş bir yalnızlık.

Çok var elimin üstünde el, terk edilmiş ayak izleri.

Duvarda el izim el izine karışık

Sıvıyor bizi sonsuzluğa bu kutsal balçık

Bu kuru bu yanlış yerde elimizden tutuyor varlık.

Varlık; kuru bir çiçekteki yaşanmışlık.


/10 Temmuz 2023