Birkaç saatin şaşılığı, içime yuvarlanan şiirin kederi

Gelip geçici heveslerin umursamazlığı,

Yavru kedilerin ilk ıslanışları

Caddelerin başıbozukluğu diyorum, sevgilim.

İçimizin çer çöpünden bize kalanı anımsatan bir çift göz

Seni ve beni telaşlandırıyorsa,

Onulmaz yaralardan azat ediyorsa,

Ve sağalmış ruhumuza şarapnel gibi saplanıyorsa yağmur

O vakit sırlanmış bir kitabın aynasında olur sanki yüzün.

Kış gecelerinin berraklığına şaşarsın,

Yıldızların gövdelerini yelken gibi şişirmiş

sana doğru kanatlanmalarına,

Benim sisler içindeki yüzümün yedi on beş vapuru çın çın ötüşüne...

Ve sonra dağılınca sis,

akıp gidince yıldızlar gezginleriyle

Ağır ve aksak uzanınca ellerim

Rüzgar dağıtır sonsuzluğa hoyratça sessizliği.