Beden kalıbı buçuklu idi, bilemedin otuz sekiz
Hafifti hafif olmasına ya
Tenden içeri, ondan içeri bir o vardı aslolan
Ağır geldi dünyaya
Ruh ısısı değişken
Bazen sıfır, akışkandı çünkü bazen
Sırf tekrar alınmak içindi ya verilen çoğu nefesler
Hayat kuru idi, duygu yavan
Soldu sesin renkleri, sustu sesler
Enikonu hepsi yalandı
Yalan, dolandı
Yürek kalıbı battal olsa ne yazar
Çok çok tükenir ki tükendi azar azar
Akıl ki vasat mı vasat
Hangi işe yaramayan zekâ idi o üstün
Dönüp de bir bak, altı üstü iki hasat
Bekle belki dikilir büstün
Duygu tavan
Mantık taban
Boş ver ya, yeter ki iyi mi olsun havan
Sürürken peşin sıra yazgını
Tenine takılmış tırnaklarınla
Etine yanarken, yürürken tırnağına kan
Kaldır kabuklarını
İncinen yüreğinle yine inan
Evreni keşfedeceğini san
Karıncayı incitmemiş ayaklarınla
Hâlbuki çoktan geçti dostun kervanı
Bitti devran
Bak, cebinde birkaç bayat leblebi
Parmakların arasında çevir çevir dur
Yalan dünya niyetine
Ah, dur bi dur
Hani hiçbir şey merhem olmadı ya canının yarasına
Yetmedi ya ikiyüzlü sarmallar ömrünün diyetine
Bu akılsız başı al iki elin arasına
Demeden bunun eti ne budu ne
Nereye istersen oraya vur