ölen dayılardan defterler kaldı bana

kimse sormadı nereye ölüyor bu insanlar

ben, keşfedilmemiş bir gezegende

fark edilmeyen bir toz bulutu.

yere doğru çekimim yok.

kaktüs düşmüş yere bugün

yok, bugün düşmüş sabah evdeydim masadaydı gördüm

toprağını üfürdüm toprağa karıştı

sormadım gömülmek mi istersin kavanoz mu

intihar istiyordu

beklenmeyen ölümler çekiyordu canı

beyanı esas değildi engel oldum

canım yandı, dikenlerini batırdı

heyecanlı şiirler lazımmış ona

benimkiler temposuzmuş, sarmıyormuş

sen daha dur dedim, hiçbir şey görmedin

emmedi suyunu.

ölemediği için toprağa bile kızgın.

sabaha kadar değiştirbilirdim toprağını çiçeklerin

o kadar yakındım oraya, o kadar

-özür dilerim

ve bitesice telefon görüşmeleri


geç kalınmış hayatın parlak uzuvları

a benim çöl bitkisi yalnızlığım

nasıl da batırıyorsun acıyı durmadan

durmadan dudaklarıma

nasıl da tam on ikiden tutturuyorsun göz bebeklerimi

-benim dayım da ölse keşke, histerik şiirler yazsam

tımarhanelere meyyal şiirler yazsam

ne güzel olurdu.


histerik şiirler defter seçer

yol seçer. şehir seçer. surat seçer.

yollara tükürür. şehirleri yağmalar. suratları yalar.

dar kalçalı. uzun boylu. gür saçlı;

bu yüzden doğurgan olmayan

fedakar olmayan

acısız olan kadın.

histerik şiirleri sevmez.

başka diller bilmez.

gözleri uçmaz da bisikletlere doğru

dallara koşmaz.

-özür dilerim

ben histerik bir şiirim.