her şeyden kaygı kapmak

göğsümde açan tarifsiz bir kolyos çiçeğidir 

kasım günü nerede sigara tüttürsem

yoklamaya geç kalıyorum sürekli

bakışmaktır bu 

apartman boşluğundan 

sarkıttığın vaatlerinle

bu bakışmaktır

göğü dolduran beyazlığınla

geliyorsun bir durakta

sımsıkı koynumda can veriyorsun

ardın sıra azıcık sela azıcık baş sağlığı 

azıcık ağlama töreni

haritalardan defolup gidişimdeki öfkenin

bir yansıması

tek celsede boşadığım dramatik sonların

bir yankısı

hayranın olmak yetmez fedain olmalıyım

üç günlük izmaritlerin tenhalarında 

gezinen kederli bir sığıntıyım 

dağlara karışmış leş gibi kokan 

bir serserinin gırtlağındaki elvedayım

yalandan sorumlu ceza reisiyle

anlaşmam var

inanma bana seni de terk ederim

çünkü inanıyorsun bana 

birkaç çiçeğin oyununa gelip

saçlarını çiçekçiden almıştın alma dedim fevkalade kapıldın sahtekarlığıma

çocukluğumuzda da önemsemezdin devrilmiş cümlelerdeki özneyi

öyle hezeyandır 

parmağıma doladığın yara bandı

kalabalıklar arasında bulamadığım 

kangren adında bir herif

bak bu kadın da lanet okuyor 

kilisenin arkaya düşen melankolisinde

 

değişiyorum yaş alarak değil 

dolayısıyla ihanet ederek

olgunlaşmak anlamına da gelebilir 

bir şaman ayininden arta kalan 

tuzağına düştüm sayılır

zapt etsin beni korsanların 

huylarını iyi bilirim 

gecenin aksayan ışıltısına doğru balkon çık

çık ki sırdaşım ol son bir defa 

şu önüne koyulan hayat meşgalesi 

anarsın şanımı bir dost muhabbetinde

ne menfaatçi bir yalnızın tekiydi

o gemiye atlamalıydım 

o geminin bordasında 

ikimize ayrılmış ay manzarası

baba aklına getirseydi arada bir

şefkat denilen temel ihtiyacı

verirdim şairlik dilekçemi konsolosluğa 

o tipsiz diplomata

beni de idam edin ben de onlardanım 

işim gücüm kitaplara abanmaktır 

sevgilime bir nişan ayarlardım 

haziranın açık salonunlarında

velakin bağışlayasın 

sana bin türlü hüzün ısmarlamakla kaldım

Mozart'ın kaybolan mezarlığında 

bağrı açık yatakları düşünüyorum

Rembrandt'ın kızına gönlümü kaptırıyorum

benden harikulade bir Amsterdamlı olur

ilk görüşte tutsak son görüşte vuslat

bir uçağa atlayıp Parislere kaçmak

kaç bakalım Kamboçyalı

dilerim yine bir ara sömürürüm 

o topraklarındaki bakir demokrasiyi

ne kadar vandalım böyle

içimden gizli gizli eleştiriyorum 

bizi düzen düzenbaz düzeni

her şeyden kaygı çıkarmak

teşhis edilemeyen hastalığımdır

abilerinden yediğim ilk sağlam dayak