Ben insanın göz ardıyım.

Bir gürültünün haizinde girdim kapısından

Yüzüme sürülen suların, sevgililerime sunduğum uykuların

Yalanlığı için bir bahis açtım

Öyle sorumsuz, öyle kaçak tuttum ki yolumu

Unuttum sevgilenmiş, tılsımlanmış olanı.


Karanlıkta büyüdüm evvelimden

Bir adım atmadım güne güneşe bilmezsiniz

Bir kurban edemediğimdendir

Aklımı İblis'e vadesiz sattım da

Hiçbir işine yaramadı, küstürdüm.


Sonra anlamaklar sarmaşıkladı kuru dallarımı

Boğuldum bekleyen, bitmeyen anlamaktan

Çiviledim kafatasımdan sazını, sözünü insanın

Doyamadım,

Bir renk kazanıp uyamadım.

Siyah dediler.


Yine de beni sevdiler ne garip

Ele gelmedikçe geldiler

Çiçek açmadıkça suladılar

Kaçtıkça, sindikçe, kanadıkça kamaştılar karşımda

Bırakmadılar


Sonra yıkıldım

Sonra yüz dönüp gittiler

Soluklamdım yakalarımı yırtıp

Soğuklandım ki hiçbir cehenneme değişmem


Yeni bir fırsat istemiyorum

Olmuşluğuma ruhsat istemiyorum

Çiçeklenmiş ağaçlar, güneş düşmüş yollar seriliyor önüme

İstemiyorum, istemiyorum


Ben insanın içindeki insanım

Göze görünmem, hayata bilinmem tanrının hatasıdır


Tuzuma yanıldım incinmekten

Bir müze madeni gibi çıplaklığımdan tiksindim

Ama camladılar, ilgilediler, hayretlediler beni

Ben mi istedim?


Beni artık dokunarak, izleyerek değil

Beni artık şaşırarak, kamaşarak değil

Beni artık anlayarak sevin.


Yani sevmeyin.



Fotoğraf: Seyfullah Özalp