1. Cilt Dayanıklılığı
Yapmış olduğumuz çalışmada, İsmail Parlatır’ın Osmanlı Türkçe Sözlüğü’nün 2016 yılında yayımlanmış olan 8. baskını ele aldık. Bu sözlük, bordo renkli karton kapakla ciltlenmiştir. Kalın bir kapaktır. Kapağın kalın olması, onu dayanıklı kılmıştır. Kapağın dayanıklı olması da kitabın kolayca eskimeyeceğini gösterir. Bu durum, sözlük için avantajdır. Kapağın üzerinde yazar ve sözlük adı, yayınevi, süslemeler ve bir damga bulunmaktadır. Bunlar da altın sarısı rengindedir. Kitap 16x24 ebatlarındadır. Ciltlidir (kitap boyutuna ve ciltli olmasına Yargı Yayınevi sitesindeki bilgilerden yola çıkılarak bir tahminde bulunulmuştur). Sözlük, görünüş itibarıyla dinî kitaplara benzemektedir.
2. Kâğıdın Niteliği
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü’nde kitap kâğıdı kullanılmıştır. Kâğıt rengi, kremdir. Kâğıt rengi, gözü yormamaktadır. Açık renkli bir kâğıt kullanılması, amaca uygundur. Sözlük, araştırma kitabı türündedir. 70 gr-1. hamur kâğıt türü kullanılmıştır (Bu bilgileri, Kutlu Yayınevi’nin Kitap Boyutları ve Kâğıt Türleri başlıklı yazısından hareketle incelemiş olduğum sözlüğe uyarladım). Sözlük, 2164 sayfa kalınlığında olduğu için bir sayfayı çevirirken diğer sayfalar da gelmektedir. Bu durum sözlüğün kullanımını zorlaştırmaktadır. İnce bir kâğıdın kullanılması sağlamlık açısından da kötüdür. Kâğıt yırtılabilir. Fakat gerek ekonomik gerekse hacim itibarıyla ince bir kâğıt kullanılmış olabilir.
3. Madde Başlarının Açık Yazılması
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü'nde, madde başları genel olarak küçük ve kalın harflerle yazılmıştır. Sadece özel adlar büyük ve kalın harfle yazılmıştır. Örneğin sözlükte “Acemce” kelimesinin ilk harfi büyüktür. Sözlükte her sayfada iki sütun vardır. Bu da sözlükte daha fazla kelimenin yer almasını sağlamıştır. Madde başı düzenleme yöntemi, sözlüğün 11. sayfasında açıklanmıştır. ''Madde başı + gramer bilgisi (a.,s.,zf. vb.) + Osmanlı Türkçesi alfabesi ile yazımı + [köken bilgisi özellikle yabancı kelimeler için] + (çokluk biçimi) ve tanım'' Biçiminde anlatılmıştır. Boşluklar çoktur. Böylece kelimeler rahat bir şekilde okunmaktadır. Madde başlarının parantez içinde Osmanlı Türkçesi alfabesi ile yazımının verilmesi, amaca uygundur.
4. Aranan Sözcüklerin Bulunması (Amaca Uygunluk)
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü, iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölüm, Türkiye Türkçesi alfabe düzenine göre sıralanmış sözlük bölümü, ikinci bölüm ise Osmanlı Türkçesi alfabesi yani Arap harfli bir alfabe düzenine göre oluşturulmuş dizin bölümüdür. Bu durum, sözlüğü okuyanlar için bir kolaylık sağlamıştır. Sözlüğün hedef kitlesi, üniversite öğrencileri ve Osmanlı Türkçesi metinlerini araştıranlar için hazırlanmıştır. Bu noktada, okunmasında farklılık bulunan bazı sözcüklerin kolay bulunmasını sağladığı için böyle bir uygulamanın yapılması doğru olmuştur. Sözlükte ''-ma/-me/-lı/-li/-sız/-siz'' gibi eklerle oluşturulmuş kelimelere pek yer verilmemiştir. Genel olarak kullanılan sözcüklerde bir yığılma yoktur. Sözcüklerde anlam karmaşıklığını ortadan kaldırmak için uzun heceler belirtilmiştir.
Örnek: arabī s. ve a. (…) [ < Ar. arab+ -ī] 1. Arapça. 2. Arap kavmi ile ilgili. a’ rābī ç.a. (…) [ < Ar. a’rab+-ī] (ç. b. e’ārib) Çöl insanı, çölde yaşayan Arap.
Dönemin fonetik özelliklerine bağlı kalındığı görülmektedir. Sayfanın sağ ve solunda madde başı buldurucu vardır. Sağ tarafındaki sayfanın sağ üst köşesinde, sayfanın sonunda yer alan kelime bulunurken sayfanın sol üst köşesinde, ilk kelime bulunmaktadır. Bu madde başı buldurucular, kalın harflerle yazılmıştır. Bazı madde başında yer alan Türkçe kökenli kelimelerde, kelimelerin son sesleri ötümlü olarak yazıldığı görülmektedir. Bunu, yazımda birlik sağlamak amacıyla yaptığını sözlük yazarı belirtmiştir.
Örnek: ağaç, baskıç, başat vb.
5. Uluslararası Genel Sözcükleri Kapsaması
Çoğu ülkede karşılaşabileceğimiz belli başlı kelimeler vardır. Bu kelimeleri kullanan ülkelerin metinlerinden bahsederken sözlüklerde bu tarz kelimelerin olması doğaldır. İsmail Parlatır'ın, Osmanlı Türkçesi Sözlüğü'nde de metre, bank, çay, mil gibi uluslararası genel sözlüklere yer verildiği tespit edilmiştir.
Örnek: bank a. (…) [ < İt. banca] Banka, banka ofisi. mil a. (…) [ < Yun.] Sel sularının getirdiği kum ve toprak karışımı tortu.
6. Ansiklopedik Bilgi İçermesi
Ansiklopedik bilgiden kasıt, hazırlanmış olan sözlükte kelimelerin sadece anlamının verilmesi değil, aynı zamanda tanımı yapılan sözcük ile ilgili daha ayrıntılı bilgi vermektir. Fakat İsmail Parlatır'ın, Osmanlı Türkçesi Sözlüğü'nde ansiklopedik bilgiye rastlanmamıştır. Kelimeler hakkında uzun uzadıya açıklamalara, tarihsel bilgilere yer verilmediği tespit edilmiştir.
7. Zor Kavramlara İlişkin Resim Bulunması
İsmail Parlatır'ın Osmanlı Türkçesi Sözlüğü'nde zor kavramlara ilişkin bilgi bulunmamaktadır. Sözlükte, ilk defa karşılaştığımız sözcükler bulunmaktadır. Bu sözcüklerin anlaşılmasında resim bulunması bir avantajdır. Fakat incelemiş olduğumuz sözlük, öğretici bir sözlük olmasına rağmen çok hacimli olduğu için zor kelimelere ilişkin resim kullanılmamış olabilir. Sözlük, 2164 sayfadır ve hacim olarak zaten büyük bir sözlük olduğu için resim kullanılması sözlüğün hacmini daha da artıracağından kullanım açısından zorluk yaşatabilirdi. Bu yüzden sözlükte zor kavramlara ilişkin resim bulunmaması doğru olmuştur diyebiliriz.
8. Tanımların Birbirinden Açıkça Ayrılması ve Temelden İkincil Anlamlara Doğru Sıralanması
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü, sadece dönemin söz varlığını değil, Doğu ve Batı kökenli, XIIXIX. yüzyıl kelimelerini de kapsamaktadır. Bu yüzden yabancı kökenli bazı kelimelerin madde başındaki ikinci heceleri, Türkçe fonetiğine uygun olarak yazılmıştır. Örneğin ''fikr'' yerine ''fikir'' gibi. Sözlükte Arapça kökenli olup son iki hecesinin aynı olduğu sözcükler, Türkçenin fonetiğine uygun olacak şekilde tek harfli haliyle madde başı yapılmıştır. Ancak bu yapıların orijinal halleri de köşeli parantez içinde gösterilmiştir.
Örnek: zan, -nnı a. (…) [< Ar. zann] (ç. b. zunūn) 1. Düşünce, görüş, fikir, farz ve tahmin. 2. Sanı, sanma. 3. Şüphe, tereddüt, şekk.
Kelimelerin anlamları yaygın kullanıma göre sıralanmıştır. Her bir anlam, kalın punto ile numaralandırılmıştır. Eğer bir kelime deyim veya atasözü içinde kullanıldıysa kelimenin anlamlarının verilmesinden sonra iç madde biçiminde yazılmıştır. Aynı şekilde eğer Doğu kökenli kelimeler tamlama oluşturmuşsa madde başı yerine iç madde şeklinde yazılmıştır. Tamlamalar “§” şekli ile gösterilmiştir.
Örnek: baskın a. 1. Ağır, sakil. 2. Basıp geçen, galip, üstün, faik. 3. Ansızın hücum edip yakalama. Ata. Baskın basanın av vuranın, işi beceren veya zamanında halleden sürekli kazanır. Dey. Baskın çıkmak üstün gelmek, baskı altında bırakmak. § tam. zann-ı gālib a. Gerçeğe en yakın olan zan.
Sözlüğün tanımları başarılıdır. Tanımlar açıkça birbirinden ayrılmıştır. Birinci anlamlar, sıklıkla kullanılan anlamları içermesi bakımından doğru ve avantajlıdır.
9. Tanımların Anlaşılır Olması
İncelemiş olduğumuz, İsmail Parlatır'ın Osmanlı Türkçesi Sözlüğü'nün hedef kitlesi Türkoloji öğrencileri ve Osmanlı metinleri ile uğraşan kişilerdir. Bu bakımdan sözlükte yapılan tanımlar, anlaşılırdır. Anlamda verilen bütün maddecikler zihnimizde birleştiğinde madde başı oluşmaktadır. Fakat bazı kelimelerin tanımında yetersizlik olduğunu düşünüyorum.
Örnek: fıstık a. (…) [< Ar. ve F. fıstuk ] Güney Doğu Anadolu ve Halep yöresinde yetişen bir tür ağaç ve bunun verdiği meyve.
Bu tanıma baktığımızda, ağaç ve meyve hakkında ayırt edici bir bilgi yoktur. Meyvenin ya da ağacın nasıl bir şekli ve rengi olduğu gibi özelliklerin de tanım içinde verilmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum. Bazı kelimelerin deyim, atasözü, tamlama içinde kullanıldığı hallerinin de tanımlarının yapılmış olması amaca uygunluk açısından doğru olmuştur.
Örnek: fetvā a.(…) [ Ar.] (ç. b. fetāvā, fetāvī) Şeyhülislâm veya müftü tarafından verilen şeriata uygunluk veya ayrılık hükmü veya kararı. § dey. fetvā almak izin almak, destur istemek.
Sözlükteki bu örnek, fetva kelimesinin deyim içinde kazandığı anlamı vermiştir. Dolayısıyla tanımların anlaşılır olması maddesine uygundur diyebiliriz.
10. Örneklendirmelerin Gerçekçi ve Yapaylıktan Uzak Olması
İncelemiş olduğumuz sözlükte, kelimelerin anlamlarıyla birlikte kelimenin içinde geçtiği örneklerin de verildiğini tespit ettik. Dolayısıyla amaca uygundur. Bu örnekler, bir bakıma kaynak ve tanık olarak da nitelendirilebilir. Seçilen örneklerin yazarları, parantez içinde belirtilmiştir. Tarama sözlüğünden alınan örnekler ise (T.S.) biçiminde gösterilmiştir. Örnekler, italik yazı halinde yazılmıştır. Sözlüğün Bibliyografya bölümünün ikinci maddesinde “Örnek Metin için Yararlandığımız Öteki Kaynak Eserler” başlığında, hangi yazarlar ve eserlerin kullanıldığı, künye halinde verilmiştir.
Örnek: durmak maddesinin 4. anlamı verilirken örnek olarak “Ey şehīd oğlu şehīd isteme benden makber/Sana āgūşunu açmış duruyor peygamber” (Mehmet Akif).
11. Kullanım Bilgileri İçermesi
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü'nde kullanım bilgileri bulunmaktadır. Hem Sunuş bölümünde hem de sayfa 11’de yer alan Sözlüğün Hazırlanmasında Kullanılan Yöntem başlığında, sözlüğün kullanımına ilişkin kimi bilgiler yer almaktadır. 5-10 sayfaları arasındaki Sunuş bölümünde Osmanlı Türkçesi ismi, sözlüğün kaç bölümden oluştuğu, sözlük hazırlama yöntemi gibi konulardan bahsedilmiştir. 11-15 sayfalarını kapsayan Sözlüğün Hazırlanmasında Kullanılan Yöntem bölümünde; sözlüğün öğretici, açıklayıcı ve bilgilendirici olduğu belirtilmiştir. İki maddeden oluşan bu bölümün birinci maddesinde Madde Başı Düzenleme Yöntemi, örneklerle açıklanmıştır. İkinci maddesi, Yazım Yöntemi başlığıdır. Bu maddede de örneklerle açıklama yapılmıştır. İmla ve yazım kurallarından, söz varlığından bahsedilmiştir. Kullanım kılavuzunun olması yeterli düzeydedir.
12. Argo, Resmi vb. Biçem Açıklamaları Bulunması
Osmanlı Türkçesi Sözlüğünde argo, halk ağzı, kaba dil, çocuk dili, yeni kelime gibi açıklamalar bulunmamaktadır. Fakat başka kullanım etiketleri vardır (botanik, zooloji, biyoloji vs.). Bu kullanım etiketleri, kısaltma şeklinde italik yazılmıştır. Bu kısaltmaların ne olduğu, sözlükte sayfa 19’da Kısaltmalar başlığı ile gösterilmiştir. Dolayısıyla kullanım etiketinin verilmesi faydalı olmuştur.
Örnek: beşe a. (…) 3. zool. atmaca. dalak a. (…) 1. anat. Midenin sol tarafında diyaframın altında, sol böbreğin üstünde yassı ve uzunca, kanlı ve siyahımsı bir gevşek etten oluşan organ.
13. Köken Bilgisi Vermesi
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü'nde her bir madde başı, köken bilgisi bakımından değerlendirilmiştir. Dolayısıyla sözlük, yararlı ve bilgilendiricidir. Türkçe kelimelerin köken bilgisi verilmemiştir. Madde başı düzeninde, kelimelerin kökenlerinin ne olduğu, italik yazı ve kısaltma ile parantez içinde yazılmıştır [ < Ar., F. Fr. vb.] (madde başı sözün hangi dilden olduğu) (İsmail Parlatır, Osmanlı Türkçesi Sözlüğü sy. 12). Fiillere gelen ekleri göstermek için (-) işareti, isimlere gelen ekleri göstermek için ise (+) işareti kullanılmıştır.
Örnek: dāmgāh a. (…) [ < F. dām + gāh] Tuzak kurulan yer, tehlikeli bölge.
14. Heceleme, Noktalama vb. Konularda Bilgi Vermesi
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü'nde heceleme, söyleyiş konularındaki açıklamalar madde başlarında verilmiştir. Ancak yabancı kökenli kelimelerin başında bulunan ayın ve hemzeler madde başında gösterilmemiştir. Ancak [ ] içinde, köken bilgisi ile birlikte ayın ve hemze işareti belirtilmiştir. Bu duruma ilişkin açıklamalar, sayfa 16’da 7. maddede örneklerle açıklanmıştır. Bu konularda bilgi verilmesi, sözlüğün kullanımına bir fayda sağlamıştır.
Örnek: ibkā(II) a. (…) [ < Ar. bükā’ ] Ağlatma.
15. Söyleyiş Açıklamaları Bulunması
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü'nde söyleyiş açıklamaları bulunmamaktadır. Ancak kelimelerde bulunan sesli harflerin uzunluğunu vurgulamak için çizgi veya şapka işareti kullanılmıştır.
Örnek: āb-dih dest ç.a (…) mec. Hz. Muhammed. dār(III) a.(…) [F.] Savaş.
16. Deyim, Atasözü vb. İçermesi
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü'nde deyim ve atasözlerine yer verilmiştir. Deyim ve atasözleri, fiillerin kök halindeki şekilleriyle verilmiştir. Deyim ve atasözleri, madde başının anlamları sıralandıktan sonra madde içinde § şekli ile gösterilerek, alfabetik olarak verilmiştir. Sözlükte mecaz yapıların ayrımına girilmiştir. Kelimelerin mecaz oldukları, kısaltma ve italik yazı ile kelimenin anlamından önce belirtilmiştir. Kullanılan deyim ve atasözlerinin anlamları verildikten sonra deyimin veya atasözünün kullanıldığı örnekler de verilmiştir. Deyim ve atasözleri kısaltma şeklinde belirtilmiştir.
Örnek: Akın madde başında § dey. akın çapmak baskın yapmak, saldırmak, hücum etmek. Kundak madde başında § ata. kundakda giren huy salacada çıkar insanoğlunun huyu ölünceye kadar aynıdır, yedisinde neyse yetmişinde de aynıdır: “Güman yokdur ki kundakda giren hū/Salacada çıkar meşhurdur bu” (Pend-nâme)
17. Eş-Zıt Anlamlı Sözcükleri Göstermesi
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü'nde eş ve zıt anlamlı kelimeler verilmiştir. Zıt anlamlı kelimeler, madde başının anlamı verilirken kalın punto ile karşıtının ne olduğu belirtilmiştir. Fakat eş anlamlı kelimeler, kalın punto ile belirtilmeyip madde başının anlamları içinde normal bir biçimde yazılmıştır. Sözlükte eş anlamlı kelimelerin de karşıt anlamlı kelimelerde olduğu gibi belirtilmesinin daha doğru olacağını düşünüyorum.
Örnek: iyi s.(…) 1. İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı. iyimser s. (…) Genel olarak her düşünce ve işi iyi olarak değerlendiren, kötümser karşıtı.
18. İlişkili Sözcükleri Çapraz Gönderimle Nitelemesi
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü'nde madde başıyla ilişkili sözcükler, çapraz gönderme nitelemesi “bk.” kısaltmasıyla gösterilmiştir. Bu nitelemenin sözlükte bulunması, sözcüklerin ilişkili olduğu başka sözcükleri tespit etmemiz açısından kolaylık sağladığı için faydalı olmuştur. İlişkili sözcükler, madde başında olduğu gibi kalın punto ile yazılmıştır.
Örnek: ağsak s. (…) bk. aksak betik a.(…) bk. bitik buruş a. (…) bk. buruntu.
19. Sözcüklerle İlgili Dil Bilgisi Bilgilerini Sağlaması
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü'nde genel olarak sözcüklerle ilgili dil bilgisi bilgileri verilmiştir. Madde başlarının; ad, çokluk ad, çokluk biçimi, edat, fiil, sıfat, zamir vb. oldukları belirtilmiştir. Ancak kelimelerin çatısıyla ilgili herhangi belirtme bulunulmamıştır. Sözcüklerde verilen bu bilgiler, kısaltma halinde, madde başından hemen sonra yazılmıştır. Eğer madde başlarının çokluk biçimi varsa köşeli parantez içinde kalın punto ile yazılmıştır. Bu bilgilerin verilmiş olması, özellikle yabancı kelimeler için araştırmacılara çok fayda sağlamıştır.
Örnek: ağmāz ç.a. (…) [ Ar. gamz’ın ç.b.] Göz yummalar. cezl(II) a.(…) [Ar.] Mutlu, sevinçli.
20. Yararlı Eklerin (Kısaltmalar, Ölçüler vb.) Bulunması
Osmanlı Türkçesi Sözlüğü'nde ekler bölümü bulunmamaktadır. Fakat özellikle yabancı kökenli madde başlarında, kelimenin kökeniyle birlikte aldığı ekler de gösterilmiştir. Sözlükte böyle bir bölümün olmaması, yabancı kökenli sözcüklerin nasıl oluştuğunu bilmemiz açısından zorluk yaratmaktadır. Ayrıca sözlüğün hacmini de düşünecek olursak bu bilgilerin ayrı bir bölüm içinde toplanması, sözlüğün hacmini daha da artıracaktır. Dolayısıyla sözlüğün kullanımını zorlaştıracaktır.
Örnek: garāmeten zf. (…) [ < Ar. garāmet + - en] Hakkına göre, herkese eşit olarak, taksim ederek.
Özgül Butav
2021-05-17T23:07:39+03:00Çok emek verilmiş bir içerik, emeğinize sağlık, teşekkür ederiz.