Bir karanlık göz dağın yamacında

Boğazında urgan uçurumdan atacak kendini

Kararlı göçmeye bu diyardan

Dağın karlı hali bile aydınlatmamış gözlerini

Dağın en yükseklerinde kulaklarında dalga sesleri

Gözleri kara bulamış, kulakları mavi

Sahi neydi acaba bu fani dünyayla derdi

Erecek miydi yolculuğunun sonu yaşarken bulamadığı huzura

Nabzı deli gibi atıyordu elini koydu göğsüne ama

bulamadı kalbini yerinde

Karnında atıyordu kalbi daha başlamadan son serüvenine

Urganı gevşetip geldi bir adım geriye

Çığlık attı ama kimse duyamazdı

Cevap beklemedi bitirdi narasını

Ne dediği anlaşılmadı yankılandı sözleri semada

Duyan kulakları sayesinde var oldu

İhtiyacı yoktu algılanmaya

Yankılanması yetti bir gün daha nefes almaya

Oturdu bir taşın üstüne boynunda urgan

Normalde hiç sevmez ama tükürdü uçurumdan aşağı, bu sefer sustu

İzledi tüm olanları

Yarının umuduyla değil yaşadığı anın değeriyle var olduğunu anladı

Karanlık çöktü göğe önemi yoktu kapalı kara gözlerinin artık

Dalgalar dindi kulağı mavisiz

Kalbi yerine geçti, artık karnı sadece aç

Tek bildiği yaşadığı her an bir savaş

Kaybederek kazandığı, kazanarak eksildiği

Kızıl güneş göstermeden yüzünü dalmaya çalıştı uykuya

Uyku en büyük hazırlığıydı bu yolun sonuna