Siz hangi cennete inanıyorsunuz veya cennete inanıyor musunuz bilemem ama ben o anlattığınız cennetlerin hiçbirine gitmek istemiyorum. Cennet nedir ki? Sizin istedikleriniz mi yoksa benim istediklerim midir cennet? Peki kaç tane cennetimiz var ya da şöyle düzelteyim; Gerçekten cennetin hepimize yeteceğini düşünüyor musunuz? Senin istediklerin, benim istediklerim derken kim kime yetebilir ki? Ne haddimize! Biz sadece Tanrının yarattığı en şerefli varlıklarız. Nerede olduğunu bilmediğimiz bir sınırı var hepimizin.
Hepimizin bir sınırı olduğu kadar da bir cenneti var. Cennet tam da şu an içinde olduğunuz gerçekliktedir. Sağınızdır solunuzdur cennet. Dün gece yatmadan önce anmaya korktuğun o dua sana bu dünyada cennettir ancak sen bilmezsin. Kim bilebilir ki? Belki hala cennetiniz Tanrınızla eşdeğer gerçekliğe sahip olabilir ancak elbet bir gün o da size görünecektir. Cenneti beklerken cennete hazırlanmamalısınız.
Peki ya benim cennetim?
Hiçbirini istemiyorum vadedilenlerin. Cennet gördüklerimse eğer
dedim ya ben cennete gitmek istemiyorum.
Bana vermesi gerekeni Tanrı biliyor ya. Hani bana o çok gördüğünü... Ya da bilmek istemediğim beni hiç görmemişliğini. Size vadedip gösteremediği o cennetteydim ben.