Her doğan için tek mutlak gerçeğin ölüm olduğu şu dünyada;

Değer mi kalp kırmaya? Değer mi hiç hırslarımız yüzünden kırıp dökmeye? Değer mi hiç mutsuz olmaya? Söyle ya değer mi hiç tat almadan yaşamaya?

İnsanın doğasından mıdır bilmem ama, istemeden de olsa kalp kırıyor, bir şeyleri başaracağım derken kendinden vazgeçiyor. Her zaman mutsuz olmak isteyen bir tarafımız var. Kendi kusurlarımızı görmemek için kusur aramaktan zevk almayı bırakıyoruz.

Bütün bunlar kendime eleştirim. Bütün bunların farkında olmama rağmen düzeltebilmiş değilim. Eksik olanın ne olduğunu aramaktan, nerede ne yanlış yaptığımı düşünmekten o kadar yoruldum ki... Hayır insanlar da bir garip arkadaş. Yanlış yaptığım bir şeyi bana söylemek yerine bununla üzerimde üstünlük kurmaya çalışıyor. Anlamadığım nokta şu: ben kendimin kimseden üstün olduğumu düşünmezken, olan biteni sürekli alttan almaya çalışmama rağmen neden böyle bir çabaları var? Sonuçta hepimiz bir hayat yaşıyoruz. Her koyun ne kadar kendi bacağından asılsa da bir sürüye bağlı yaşıyor. Birbirimizi bu denli etkileyebileceğimiz bir ortamda neden üstünlük yarışı? Beraber daha güzel ortak bir hayat yaşayamaz mıyız? Yaşamak için verdiğimiz çabanın yanında bunlarla uğraşıyor olmak...


Yine sorularla dolu bir gün...