Bugün yorgun bir şekilde uyandım. Her gün 6'da uyanan ben, saati erteledim. Uyanmak istemedim, enerjim kötü değildi, sadece uzun zamandan beri zihnim rahattı ve gerçekten rahat uyku çekmek istedim. Hava yağışlıydı, lanet etmedim. Hatta işe gitmiyor olsaydım yağmurun altında sırılsıklam olana kadar dolaşmak isterdim. Bugün ilk kez kendime hediye aldım ve not yazdım. Kendimi mutlu etmeye, beklentiye girmeden, birilerine ihtiyaç duymadan kendi kendime yetmeye çalıştım. Birkaç kez kendime sarıldım. Kitap okumaya devam ettim. Henri Cloud'un Sınırlar kitabı (Herkese tavsiye ederim.) bu değişim yolundan en güzel yoldaş oldu bana ve olmaya da devam ediyor. Dediğim gibi, kendimi sevmeye, değişmeye, sınırlarımı çizmeye çalışıyorum. Değişim yolcuğu bazen sancılı olabiliyor. Hatta doğruyu söylemek gerekirse çoğu zaman sancılı oluyor çünkü yepyeni biri haline bürünüyorsun. Işığın sonuna ulaşma azmi, umudu ayakta tutuyor seni. Bazen geçmişteki hatalarım aklıma geliyor. Hatta bazen dış görünüş ile kıyaslama yapıyorum benden daha güzel ve bakımlı insanlarla... Ama kendime haksızlık ettiğimi fark ediyorum. Sonra kendime şunu söylüyorum: O veya onlar, dış görünüş olarak şu an için senden daha güzel bakımlı olabilirler ama bu senin elinde. Şunu da unutma ki bazıları da senin olduğun konuma gelemez. Senin yeteneğin, güzel kalbin, eğitim ve kültürün, enerjin onlarda yok. Eksikliklerini sil, artılarınla kocaman sarıl kendine. Sen bunu hak ediyorsun güçlü kadın ve seni çok seviyorum.