Beyaz, delicesine beyaz duvarlar.
Kim bilir kaç ölümün ışığıyla yıkandılar?
Hangi yalnızlığın kanununa inat,
Kimlerin sohbet arkadaşı oldular?
Ne kadar da doğal, ölümün bu odada maskelenişi.
Yahut yaşam sularının çekilişi...
Ah, unutuyordum. Ben, çocukların masumane dilinde kulakları küpeli.
Şimdi bu odada ölümü gözleyen bir deli.
Sahi, nereden bileceğim ki ölümün ışığı gelse.
Bu duvarlar çoktan kazınmış ölümün pençesiyle.
Sanırım bir fırtınanın öncesi.
Bak, gömülmekte ruhum hastalıklı bir sessizliğe.
Sokuluşundan bilirim şimdi ruhumun bedenime.
En sıkı kucaklaşmalar saklanmamış mıdır ayrılışın öncesine?
Benim uçarı ruhumun yapacağı şey değil de...
Yenik düşüyor o da ölümün histerisine.
Nihayet, sükunetim acı bir çığlıkla perdeleniyor.
Geliyor hüzne katılmış bir tutam huzme.
Geliyor ruhum işte
Deliliğe galip, ölüme mağlup...
Ceren Kuru
2020-12-22T08:28:08+03:00Dikkate alıp okuduğun için çok teşekkür ederim öncelikle. Buraya gelmeden önce kafiyesiz bir şiir düşünemiyordum ancak sizin değerli eleştirileriniz sayesinde bu fikrim biraz kırılmaya başladı. Kafiye uğruna bazı cümleleri es geçtiğimi de fark ediyorum artık. Umarım kalemime de yansır. 🙃
Ceren Kuru
2020-11-19T23:37:59+03:00Teşekkür ederim Reyhancığım. Burası daha fazla senin içeriklerinden mahrum kalmak istemiyor. Haberin olsun.✨
Reyhan İzmirlioğlu🌹
2020-11-19T21:28:49+03:00Şiirlerini severek takip ediyorum. Yazım tarzın, ifaden çok güzel. Şiirlerinin devamını dört gözle bekliyorum. Çokk güzel bir şiir olmuş yine. Ellerine sağlıkk😍😘