Ben biraz, sabırsız yıllarda mağdur edildim.

Bu kaçıncı hüviyetim, belki bininci doğum yerim,

kaçıncı memleketim?

İnsan bilinci biraz yitik doğuyor,

ölü annelerden ve kırmızı suratlı babalardan olunca.

Ayrılık da böyle işte,

kopup dünyaya gelişim gibi ilk...


Ben biraz, uğruna ölünebilecek şeylerden sektim.

Kan okudu gözlerim, tomurcuk yaraladı ellerim.

Ekim ayının bir pazar günü, göğün perdelenmesini izledim.

İnsan zihni biraz bulanıklaşıyor,

yerle gök arasında kalınca.

Ayrılık da böyle işte,

kızıl havayı tanır gibi ilk...


Ben biraz, öfkeli atlarla beraber gezdim.

Koşuma razı gelmeyen deli taylar gibiydim.

Koşardık rüzgarı delercesine gaip ormanlara.

İnsan ruhu tir tir titriyor,

böyle manzaralarla karşılaşınca.

Ayrılık da böyle işte,

kendini tanır gibi ilk...