sepya bir ceketi vardı

meşe ağacından saçları

güz ayazı tarlalardan

üşümüş ellerini toplardı

yurdunun delice buğdayı gibi dik

gülümser

ve asiydi

baktı mı

bir nehir gibi bakardı

gözleri taşmaya hazır 

başı bulutlarda

mitralyöz gibi sorardı


anlatırdım ona adını

atlaslardaki yüzünü

meşe saçlarını 

unuttuğu dilini

ah dostum

küçüğüm

delice buğdayım

ruhunda akide şekeri


avuçları üşümüş

ayakları su çekiyor

soruları mitralyöz

bilmek için çıldırıyor

desem ki "ah 

bilsen

ne de zalim bir şeydir bilmek"

"benim için gülmek"

diyor

"üşümüş ellerimi toprağa ekmek 

ve sararmış otları öpmek..."


ah delice buğdayım

meşe saçlım

gözlerinin karası

meğer bir düşmüş 

bir tansık ki insan 

yaşı kadar değil

halkının acıları kadar büyürmüş



Umut Ulaş Çelik

25 Kasım 2023

Gültepe