Sensizliği deniyorum sevgilim, hala sevgilim diyorum alışkanlık işte. Bugün beni terk edeli 38 gün oldu, 30 gündür görmüyorum seni. Günün her dakikası birbirimizi gördüğümüzü düşünürsek ağır geliyor yüreğime, seni görmeyi çok istiyorum. Görebilirim de bi' kalabalık şehirde. Senin adımını attığın sokaklarda yürüdüm, tatlı yediğin yerin önünden geçtim, biraz daha zorlasam bulurdum da aslında ama çok ileri gitmekten korkuyorum ya da seni görmekten; gördüğümde yeniden yıkılacağım zira kendimi yeni toparlamışken bunu yapamam kendime. Seni başkasıyla görmekten de çok korkuyorum bu yüzden bulunduğun semte adım atmayacağım artık. Korkuyorum sevgilim, evet ben bir korkağım biliyorum, artık içimde cesaret de kalmamışken ne yapacağımı bilmiyorum. Böyle miydim eskiden; dünyaya kafa tutan, korkularının üstüne koşan bir insandan artık her şeyden ürken bir tavşana dönüştüm. Tavşan demişken Mercan'ı da çok özledim. Fotoğraflarınıza bakıyorum sürekli, ikinizi de çok özledim. Gözüm her yerde sizi arıyor ama bulmaktan da ürküyor, açıkçası bu konuda ne yapacağımı bilmiyorum. Aklım başımda değilmiş gibi bazı zamanlar dalıp gitmeler oluyor arada, sanki dünyadan çok uzaklaşmışım gibi geri geldiğimde zaman kayması yaşıyorum adeta. Bazen bir filmin ortasında bazense yolculukta, bu aralar kabuslarla uyanıp adını haykırıyorum soğuk duvarlara. Ne gördüğümü de bilmiyorum, tek bildiğim seninle alakalı kötü şeyler gördüğüm. Bunu okuyup okumadığını bilmiyorum ya da başına neler geldiğini ama umarım iyisindir, eğer vaktin birinde ihtiyacın olursa bana, geleceğim yardıma…