Kanatlarından bahset biraz

Yüzükoyun yere düşme mücadelemizin içindeki

Varma seferberliğinden

Kıvrak kadınların biraz orospu olduğu indirgemecilikten

Babaannelerin pamuk ellerinden 

Şefkatli kimselerin ninni sesinden

Böyle şeylerden bahsedelim bırak savaşları ve

Aşkın geçici kaldırma kuvvetini

Sevmeyi bilmeyen annelere ne kadar yazık onu konuşalım

O annelerin empatik evlatlarını

Travmalarımızı oya oya kendimizi bulma telaşımızı

Gülüşünü peçe yapmış kadınları

Piçliği göğsüne siper etmiş kızları ve oğlanları 

Her türlü dokunuşu sevgi sanan zavallı yoksunlukları

Daha dün doğmuş gibi yaşama yabancı olanları

Çaresizliği tavaf etmiş sosyal yalnızları

Yaşamın oyuklarında sek-sek oynayanları 

Biteviye umut edenleri konuşalım

Herkes aynı yaşamın çemberinde, kıvranmanın dansına dururken

Ötekiyi nasıl öteki saydığını 

Bu yabancılaşmayı

Sabaha çıkmaz yarınları

Güçlü olmaktan bitap düşmüşleri

Kendine zulmeden azap sahiplerini

Utana sıkıla kendi ile topluma karışma çabasındaki kimseleri konuşalım


Sonra tüm bunlara ve ancak uykuya varmaya çalıştığımızda aklımıza düşecek o konuşamadıklarımıza hayıflanmak yerine,

Hiçbir yere varamamış oluşumuzu affedelim. Bir yere varmak üzere yola koyulmadığımızı kabul.

Sessizlikle gelen o boğulma hissine düşelim gitsin. Ki biliyoruzdur artık, bir yere ancak düştükçe varıldığını.



Ama sen yine de bahset bana bir şeylerden, bu hikayede kelimeleri sıraya koyamayan benim. 

Anlat ki kendimden başka şey düşünebilme olanağım olsun. 

Anlat ki daha az korkutsun beni yaklaşmakta olan tramvaylar. 

Anlat 

ki kendime 

yer bulayım

,


kendimde bir yer