Biz insanlar hayatlarımıza devam ederken bazı acılar yaşar ve o acılarımızı dindirmeye çalışır ve affediliriz ve tabii ki severiz. Bazen gereğinden çok severiz ve seviliriz, yas tutar ve tuttururuz. İşimize gider, hafta sonunu bekler, pazar akşamları hep aynı burukluğu yaşarız. Mesela sevdiğimizi öperiz, dualar mırıldanıp af dileniriz, bazen küçük düşürülür ve düşürürüz. Sevgiyi öğrendiğimiz gibi nefreti de öğretiriz. Biz insanlar neden var olduğunu sorgulayacak kadar akıllı, cevabını bulamayacak kadar aptalız. Ama inanılmazdır ki etrafımızdaki şeylere anlam verebiliyoruz. Tutkularımız ve hayallerimiz olabiliyor, evrende toz zerreciği kadar iken bile ne kadar da romantiğiz ve ben bunu bu yüzden yazıyorum. Benim bunu yazabiliyor olabilmem, senin bunu anlaman, anlamlandırabilmen, annenin seni sevmesi, etrafındaki insanların her birinin apayrı olan hayatları oldukça güzel ve ilginç. Hâlâ pes etmeden deniyor olmamız, hâlâ hayatımıza devam edebilmemiz, insan olmak bu demek sanırım; bir yerlerden tutup denemeye devam etmek…