İyileşme dalgalar halinde gelir, derler. Oysa benim denizim hiç durulmuyor. Yıldızları görüyorum, uzansam yakalayacağım sanki, ama kollarım yetişmiyor, dibe batıyorum. Kurmalı bir deniz kızı gibiyim, biri benimle oynamazsa boğuluyorum. Gülümsemeyi hatırlamam için ilaçlar veriyorlar, yutuyorum, yutuyorum, yutuyorum ve onlar taş olup beni dibe çekiyorlar. İnsanların beklentileri denizime bir damla olup düşüyor ve ben su yutuyorum, bir deniz kızından uçmasını bekleyemezsiniz. Ve benim gibi bir deniz kızından yüzmesini de bekleyemezsiniz (lütfen beklemeyin) ben sadece yok olmayı bekliyorum, hiç doğmamış olmayı dilerdim, ama tanrı beni beni dünyaya fırlattı. Benimle neyi amaçlamış olabilirsin tanrım? İnsanlığın defosu muyum ben? Ateş miyim ki? Yakıyorum insanları, oysa bende yanıyorum, üstelik benim yangınımı kimse söndüremiyor. Hayatımın külleri üstünde dans etmeye çalışıyorum. Ama ben dans etmeyi bilmem, yüzmeyi de bilmem. İçimde bir sancı var, içimde bir hiç var. O hiçi doldurmaya çalışıyorum, elime ne geçerse özüm yapmak istiyorum ve kusuyorum, hiçim kabul etmiyor hiçbir şey. Çünkü "bir hiçin hiçbir şeye ihtiyacı yoktur."