Her seferinde sırası değillerle meşgul
Karanlığı kendinde bir kadın
Yatağın ucunda oturmuş
Ruhunun akislerinde parlayan o müphem tarafta,
Malumunu yaşar durur.
Şimdilerde yüze oturmuş o ihtiyar ifadesiyle
Yıllanmış cümlelere vurulan dem oluyor
Onu anlatmak isteyenler etrafında, ne idiği belirsiz biri...
Çekingen ve eğreti haliyle anlatıyor biraz.
Karakoç'un Monna Rosa'sı gibi bir kadın
O, kalbe çekilen branda
O, hu- hu- hu lar...
O, kendi halinde çalınan bir ıslıkta,
Yer edinen melodi.
Bazen sıcak havada içilmişlik.
Bazen de çavdar tarlasında delice koşan bir çocuk.
Su, ateş ve toprak.
Ve sonra anlatıldıkça yavan ve eksik kalan tarafları
Birileri tarafından hırpalanıyor
Pervasız kaldıkça eksiliyor kendinden
Kabuğuna düşkün o yarayla
Bir ömür geçiriyor.