Diken


Bilmediğim dillerden tercümeler yaparken

Görmediğim tavan arasından bir ıslık sesi

Tanımadık melodiye irkildim.

Sarsılmak anlamadığım dillere

Okunmayacak çevirilerime küfürler,

Gezegenin dışından itilmişim.

Bu yokuş dik,

Bu diklik çok düzken,

Zamanı idrake ulaşılamıyor.

Dil bilmezlik kör etmişken gözlerimi

Avuç içlerimden parmak uçlarıma

Ne kan,

Ne su,

Ne ter,

Simsiyah diken.

Avuç içlerimden parmak uçlarıma,

Simsiyah diken!

Bilmediğim dillerden tercümeler yaparken,

Görmediğim tavan arasından bir ıslık sesi

Dili bildiğime çevirdi.

Işık harekete işaret,

Hareket zamana,

Zamanı idrake ulaşılamıyor.

Şimdi bağırmaktan bahsedilmez,

Ne de susmaktan!

Bu ikircilikliğin tek yüzde birlenmesidir!

Bu Adem'e hasret.

Ve de yılana feryat!

Parmak uçlarımdan avuç içime

Ne güneş,

Ne bahar,

Ne çiçek,

Ellerin kaskatı iken.

Parmak uçlarımdan avuç içime

Ellerim kaskatı iken.

Huzursuzluk üzerine bir beden

Yüklü sırtıma.

Bu yılana feryat!

Petrus'a zafer,

İsa'ya özlem.

Çıktığımız çığır, yörüngesizlikten.

Dili bilmediğimize çeviremeyiz işte

Anla

Tercüme yalan,

Tercüman yok.

Bu simsiyah diken!

Çıktığımız çığır yörüngesizlikten.


Antalya/30.10.2019, 04.52