Kerameti kendinden bir tekke şeyhi olma yolunda ilerliyorum ama barbutu bırakmıyorum. Hangisi daha önemli, ikisi de çok önemli. Biri gerçek, diğeri ondan da gerçek. Bu gerçekliğin hangisi gerçek? Bunun cevabını verebilecek kimse var mı? Bilmiyorum, sanırım barbutu ve şeyhliği aynı zamanda yürüteceğim, yani en azından deneyeceğim.

Yıldızlar kaymak için gözüme bakıyordu, oysa ki ben dileğimi unutmuştum. Diye yazmıştım bir zamanlar, o zaman çok bir şey ifade etmemişti ama şimdi öyle değil desem de inanma, yine bir şey anlamadım, yine bir şey ifade etmiyor. Onun için boş ver. Ne diyordum barbut mu yoksa şeyhlik mi? Masaya mı oturacağım, posta mı bilmiyorum. Masaya post atsam, postta zar sallasam nasıl olur?


Bu nasıl bir dilamma? Ayna baktığımda gördüğüm alev mı sorumlu yoksa omuzlarımın üstündeki gereksiz çıkıntı mı? Dedik ya kerameti kendinden diye, insan kendinde aramalı her şeyi. Peki kendini nerede arayacak? İşte bu sorunu cevabı yok. Onun için bu monologlara, bu ikilemlere de gerek yok. O gün içimde harlanan yangın göz yaşımı dağlar mıydı bilmiyorum ama bu yolun seçeneği yok ikisi birden gidecek. Tekkede barbutçuluk yapacağım, hem de hiç bir keramet göstermeden.