adınla
üç kere besmele adınla
tufanda yitirdiğim geçmiş aşklarım
süslenmiş püslenmiş
dudakları çatlamış kayıp kadınlarım
ya feran'ağbi
ya herhangi bir mübarek
mazimizde arkeolojik kazıların sesleri
seni yitirdiğim yerden kapa parantez
ve adınla üç kere merry christmas
sarhoştum görece genç yaşımda
bir pisuvarın ağzına işerken metaline yansıyan yüzüme bakmaktaydım
lotoyu tutturamazsak siki tuttuk diye sayıklıyordum mecazen
seni mecazen özlemekteydim
mecazen ağlamaktaydı duldada bir dul da
biz çok kızarız ama bir dula dul denince
biz bazen de çok hıyarız zaten
aşkın pişmanlığından yana af denince
bir tanışım doğumuna şahit oldu mariye'nin
kulağına üç kere maria dedi bahtı benzemesin
isminin numerolojisi seksen dörtmüş
yaşı geçkin kadın tutsaklara göre sütsüzmüş
muhammed'e armağan edilen kıt bi' bir cariyeymiş
ibrahim ona
anneee
bitti dermiş
dersin şimdi benimle ne ilgisi var bunların
dersin sonunda önemi yok öğretmenim dersin
benim annem ölü zaten
ne faydası var senden alacağım dersin
öyle de dersin böyle de dersin
kalk gel bu alakasız şiirin sonunda mecazen desem
mecazen de olsa dönmem dersin
fakat adınla üç kere happy birthday sevgilim
bensiz anne olma olur mu yeni yaşında
ne isa gerilsin çarmıha
ne meryem maria'ya dönüşsün
ben yaşarken bensiz olma yahut
ölürsem erkenden gerçi
aklım seramik okuyan güzel kızlarda kalır bilirsin
arthouse filmlerde feminist yaklaşımdan bahsederim
merkür retrosunda bağlanmayacaksın derim
isminin numerolojisine de elli beşten doksan üç diyebilirim
yine de her güzele seni anlatmayı sevmek diye bilirim
artık sıradaki affım tümden sana gelsin
kulağına çalınınca sesim tümden sana varım
senden hiç af dilememiş olduğum için affet beni
beni affet isa doğarken
beni affet namaz vakti geldiğinde
ezanların sesiyle affet
ya da uzaklardan gelen bir düğün uğultusuyla
affet beni cinler gecenin üzerinden çekilirken
kendimden geçip sana varım bir yandan
öbür yandan affımı işitmemene de varım
beş bin yıllık bir ağaçsın ormanımda
gövdene vuran balta
dalını kıran deprem
kokunu bilenim ay balam
kabuğu soyulmamış bir baharsın dağlarda
şehre bir rüzgarla inecek savuracaksın yüreğimi
türküler bilirsin
oyunlar oynarsın çocukça
fatıma'nın elinde titrek bir el
anamın gözünde sulu bir renksin
ezbere durmuşum gözlerini
soluğumu soluğuna yağlı urganla bağlamışım
ölü doğmuşum
diriltmişsin avcunda
sen dicle'nin suyunda yunmuş
ben gözlerini içmişim
adınla
üç kere essalatü vesselamü aleyke ya adınla
bir af diledim heceden
kabul görsün niceden
mecazen aşk geceden
selamünaleyküm
aleykümesselam
hasan hüseyin serçe
2021-12-29T19:21:55+03:00teşekkür ederim vedat
Vedat duygun
2021-12-28T09:02:14+03:00Uzun süredir içine çeken bir şiir yoktu sitede. Belli kurgularıyla belli şairleri anımsatsa da (bu hepimizde var) çok sevdim şiiri.