Şairimiz, bir şiirinde insanları ikiye ayırır. Dinç akıllı insanlar ve aklını yorgun düşüren insanlar. Şairimiz dinç akıllı insanları şöyle tasvir eder:
"aklını yorgun düşürmeyen her insan
içerisinde
bir gün soğuk ve rutubetli ve gözün
gözü görmediği mahzenlere düşmek
oralarda çürümek korkusu taşır"
Dinç akıllı insanların, kendi zihinlerinde düşünme çabalarında kendilerini yabancı bulduklarını ve bu ortamda birbirine uzak düşünceler içinde çürüyüp gitme korkusu taşıdıklarından bahseder.
Şairimiz kendi zihnine yabancı ve aklını hiç yorgun düşünmeyen bu insanların korkularına yönelik şöyle bir öneride bulunur:
"korkudan kurtulmanın yolu
ben size söyleyeyim
vitrinde
mümkünse vitrinin göbeğinde
kendine bir yer beğenmekten geçiyor
gözde değilse göz önünde o da olmadı göz altında
aklı dinç kalan ezilir gözden uzaksa"
Kendi benliğiyle, hayattaki yönelimleriyle ve alacağı kararlarla ilgili aklını dinç tutan insanların vitrinde kendilerini yakıştırdıkları bir yer bulabileceklerini söyler. Vitrin çünkü bu insanlar kendilerini etraftaki insanların beğenisine sunabilirler ve böylece akıllarındaki karmaşadan kolaylıkla kurtulabilirler. Ve bu insanların, vitrinden yani kendilerini konumlandırdıkları yerden uzaklaştıkça kendilerini kötü hissedecekleri, yalnız kalacakları da bellidir. Ve şairimiz bu kötü hissiyatı şöyle tasvir eder:
"mahlûkat gözüne görünmemek
işte bu olmaz
olduğundan fazla sanılmamayı
dinçlik kaldıramaz"
Aklını dinç tutan insanların, diğer insanların gözüne görünmedikleri, yalnız kaldıkları ve kendileriyle ilgili farklı düşüncede olan insanları hissettiklerinde, bu durumu kaldıramayacaklarını belirtir. Ve şiir şöyle devam eder:
"dinç akıllılardır göz göre göre
maskaralıkla korkaklığı buluşturan
tarihi inceleyin göremezsiniz
soytarısız bir kral dalkavuksuz bir sultan"
Şükrü Yanmaz
2023-09-18T19:34:56+03:00Aklınızı yorgun düşürün... Zira nasıl ki çalışan,işleyen kalemler sivri kalamaz; yorgun düşmeyen beyinlerde üretemez, yaşayamaz, nefes alamaz...