Come away, come away, death,
And in sad cypres let me be laid;
Fly away, fly away, breath;
I am slain by a fair cruel maid.
My shroud of white, stuck all with yew,
O prepare it!
My part of death, no one so true
Did share it.
Not a flower, not a flower sweet,
On my black coffin let there be strown;
Not a friend, not a friend greet
My poor corse, where my bones shall be thrown:
A thousand thousand sighs to save,
Lay me, O, where
Sad true lover never find my grave
To weep there!
Git, çek git buradan ölüm,
Bırak bu üzgün selvilerin arasında yatayım,
Uç, uçup git nefesim,
Ben sevimli zalim bir genç kızın kurbanıyım,
Bir porsuk ağacına takılıp kalmış
Benim beyaz kefenim,
Oh, hazırla onu!
Ölümümün parçası,
Kimse onu layıkıyla paylaşmadı.
Bir çiçek bile değil, güzel çiçekler olmasın,
Siyah tabutumun üzerine serpilen;
Bir dost bile değil, selamlayan dostlar olmasın,
Zavallı cesedimin gömüleceği yerde:
Korumak için binlerce ve binlerce kez iç çekişler de
Artık yatır beni yerime,
Üzgün ve sevgili aşkın bulup
Başımda ağlamayacağı o kabre.
William Shakespeare