Artık var olmayan şeylerin kadını

Tadımı zor bir içki

İçinde bir kaplumbağayı saklayan asfalt

Ve kimi zaman

Kabuk, dudak değmez bir zarf olmalı

Kendi çatlağımı ben ördüm 

Diyen bir duvar işçisi o

İstanbul kadar ince bir şehre

Gece makyajsa yakışmıyor


Artık var olmayan yerlere döneceğim 

Varlığı hakkında kimsenin 

Hatta İngilizlerin gırtlağında bile

Olmayan güneşlerden

Bir evimiz olur mu diyen bir Türk’e

Batıya çok gittim

Tükürüğümde kuyruğunu bırakmış bir kertenkele var 

Bu doğum

Bu sancıyla başlayan bir dua

Kamu malına hakaret 

Oturduğum kantarın darası su

Önümüzde çok yok var üç adım geri!

Bir teraziyi başka bir teraziyle tahlil ediyorlar


Tersim pis

Düzüm tersimden beter

İki şişle

Artık annem olmayan bir kazağı örüyor Ekber

Artık var olmayı bekleyenlerin kadını

İz düşümüm bir çocuk

Adı gölgemde kaldı diyebiliriz

Üç öğündür ekmeksiz yürüyor

Çifti yok


Adını askere yazar gibi bakkala gitmek de

İdam mangası yok

Her beş kişiden biri tüfekli

Yok artık

Beni dünyayla buraya getiren şey

Kendi kavgamın seferberliği değil mi?

Avucumda bir sela yok artık

Ve mentollü sigara

Olsa sana nasıl başladığımı anlatabilirdim

Gemi bedenim derdim 

Oysa bir gemiyle evlenecekmişim


Artık var olmayan bir deniz

Yeni bir çöl diyelim veya

Cezasız bırakılmış bir suç

Öyle yetim

Cennetin ileri gelenlerinden

Üç adım geri

İmanın şartlarından biri eksilirken

Ona bir şey olmaz

Çünkü olmaz şeylerin önünden yürür o


Bir sure yerine

Kendi adını vermiş bir kadın

Boş duvarların rengi

Kötü bir tanımı

Artık var olmayacak şeylerin