Prensesliği oldu olası reddetmiş, alkolik, kumarbaz, uçarı prenses Bean; kendisine bir hediye kutusu yoluyla gelen kişisel şeytanı ve akıl hocası Luci; şekerleme ve mutluluk diyarını terk edip takıma dahil olan, adeta bir iyilik meleği Elfo. Bir yanda bu üçlü, bir yanda da kuralcı bir baba. Kendisi aynı zamanda Dreamland'in kralı. Bir prenses, bir elf ve bir iblis bara giderlerse ne olur? Disenchantment, en genel tabiriyle bu üçlünün Dreamland maceralarını anlatıyor.


Dizimizin yapımcısı, Futurama ve The Simpsons’ın da yapımcısı olan Matt Groening. Benim de diziye başlamadan önce beklentim yükseliyor haliyle. Peki beklentim karşılandı mı? Kesinlikle evet.

Eleştirmenler Disenchantment'ı, The Simpsons ve Game of Thrones'un çocuğu olarak nitelendirmişler, gerçekten de öyle. Çünkü Disenchantment; Orta Çağ tarihini alaycı, tezat, kinayeli komediyle harmanlayarak izleyiciye sunuyor. Her ne kadar Disenchantment başlangıçta salt komedi dizisi olarak görünse de çağının problemlerine, farklı olmanın dışlanmışlığına, bizlere dayatılan normlara sessiz kalmayıp kendi fikrini usul usul beyan ederek, benim gözümde sıradan komedi dizilerinden bir kademe yukarıya çıkıyor. Anlayacağınız Disenchantment vermek istediği ana fikri, mizahını bahane ederek çaktırmadan seyirciye sunuyor.


Her dizide olduğu gibi Disenchantment'da da ancak belli bir bölümden sonra dizi ile bağ kurmayı başarabiliyoruz. Çünkü esprilerini, karakter yapılarını ve karakterlerin gerçek hayatta aslında neyi, kimi simgelediğini anlayabilmek için öncelikle Disenchantment evrenine ve jargonuna hakim olmamız gerekiyor. Bu yüzden çok güldüğümüz bir sahneyi bir anlık hevesle arkadaşımıza izletme hatasına düştüğümüzde, arkadaşımızın yüzünde koca bir tepkisizlik ile karşılaşabiliriz, benden söylemesi.


Dizimizin ilk sezonu; Orta Çağ'da, Dreamland'de geçiyor. Türkçeye çevrilmiş hali ile 'rüya şehri' olan Dreamland, dizide bize sunulan hali ile aslında hiç de bir rüya şehri gibi değil, ilk dakikalardan tezatlığı fark ediyorsunuz. Bir yanda veba ve açlık ile savaşan halk, bir yanda da 'ekmek yoksa pasta yesinler' tarzı yaklaşımıyla, halktan bihaber, ölümsüzlük iksirinin peşinde koşturup duran bir kral... Hiç alışkın olmadığınız mitolojik canlılar da cabası. Bu yüzden diziyi izlerken içinde 'Dreamland' geçen her diyalogda tebessüm ediyorsunuz.


Disenchantment; aklımıza kazınmış Orta Çağ senaryolarıyla, filmleriyle, dizileriyle adeta alay ediyor ve alay etmekle kalmayıp onlara meydan okuyor. Orta Çağ erkeği dendiğinde aklımızda canlanan güçlü, otoriter, gözü kara, ketum erkeğin yerini dizide korkak, duygusal, hiçbir sözü umursanmayan, göbekli Kral Zog ve yine benzer yetersiz özellikleri ile prensler, şövalyeler alıyor. Aksine Orta Çağ kadını dendiğinde aklımızda canlanan kabarık, göz alıcı elbiseleri içindeki biçimli vücudu ile parıldayan, giydiği korseden dolayı nefes alamasa da nahifliğini bozmayan, tatlı dilli, kendisini 'erkeğine' adamış kadın gidiyor; yerini, kendisine dayatılan prenses imajını reddeden, bir mahalle çocuğundan farksız giyimiyle sürekli halka karışan, alkolik ve kumarbaz, kural tanımayan, serseri ruhlu, asi, fedakar, cesur ve yetenekli Bean alıyor. Bu açıdan Disenchantment kesinlikle bir feminizm dizisi diyebiliriz. Güzel yanı da şu; vermek istediği mesajı asla seyircinin gözüne soka soka, rahatsız edici bir biçimde değil; kurgunun doğal akışında, ustaca alt metinlere sıkıştırılmış bir vaziyette veriyor. Diziyi izlerken fikir dizisi izliyormuş hissine kapılmıyorsunuz ancak dizi bariz bir şekilde 'olması gereken kalıplaşmış kadın figürünü' yıkıyor, yerine özgür ve güçlü kadını koyuyor.


Başrolümüz; Prenses Bean. Aslında az önce de bahsettik, karakterimiz; prenseslik imajına, hatta ve hatta toplumun gözündeki 'olması gereken kadın' imajına bile uymayan, ergenlik çağlarında, hayatı yeni yeni anlamlandırmaya çalışan bir genç kız. Annesi Kraliçe Dagmar, Bean henüz çok küçükken ölmüş. Annesinin ölümünün, Bean'in babası Kral Zog'da oluşturduğu duygusal travmanın, kızına olan ilgisizliği ile sonuçlanması sonucu Bean, kendi kendisinin anne ve babası olmak zorunda kalmış. Anne sevgisinden mahrum kaldığı yetmiyormuş gibi hayatında ona sevgi gösteren, hayata hazırlanmasına yardımcı olan bir baba figürü yerine; kuralcı, yargılayıcı, küçümseyici, kızının ne hissettiğini ve istediğini anlamak istemeyen bir baba figürü var. Anlayacağınız Bean; anlaşılamamış, sevilmemiş bir çocuk. Tüm bu durumlar da onu hırçınlaştırmış ve kendi benliğini reddetmesine sebep olmuş haliyle. Ne var ki Kral Zog'un kızı Bean'e olan dayatmaları, bir paradoks halinde Bean'in daha da asileşmesine, Bean asileştikçe de daha da kuralcı ve agresif bir babanın ortaya çıkmasına sebep olacak. Ancak babasının göremediği bir şey var ki, Bean'in duygularından kaçmasının tek yolu alkol ile beynini uyuşturması. Bean, sevgisizlik ve yalnızlıktan kaçıyor sadece.


Bahsettiğimiz gibi, Bean zaten aykırı ruhu ile halihazırda Kral Zog'u çileden çıkarırken, kendisine gelen hediye paketinden çıkan kişisel şeytanı Luci'nin de akıl hocası olması ile; bu saatten sonra sadece babasını çileden çıkarmaya kurgulanmış bir hayat sürmeye başlayacak. Grubumuzun üçüncü üyesi; şekerleme ve mutluluk diyarından mutsuz olma hakkı elinden alındığı için dış dünyaya atılan, türünü reddedip insanlar diyarına gelen Elfo da bu grubun uçarılıkları içinde oradan oraya sürüklenecek. İyilik ve kötülük konusunda birbirini nötrleyen Elfo ve Luci; dizi boyunca adeta Bean'in iyilik ve kötülük güdülerini dengeliyor olacaklar.


Kral Zog'un otoriter görünümü altındaki duygusal ve nahif yapısına, Elfo'nun pamuk şeker kokulu dünyasından sonra gerçek dünyaya uyum sağlayamayan anlamsız ve saf tavırlarına, Luci'nin tatlı kötülüğüne, Bean'in içindeki sevilmeyi bekleyen küçük kız çocuğuna, prenslerin birbirlerinden komik hallerine, bölümlere serpiştirilmiş mitolojik canlılara, sigara bağımlısı perilere, fok balığı görünümlü deniz kızlarına ve şu an aklıma gelmeyen nice detaylara ben bayıldım. Disenchanment evreni, izlediğim en özgün evrendi kesinlikle.


Normlara meydan okumayı seven herkesin izlemesini tavsiye ederim. Halihazırda 3 sezonu olan Disenchantment, 4. sezon onayını da almış durumda. Sezon incelemelerinde görüşmek üzere, kendinize iyi bakın.