Dobruca Cadısı, 50x70 tuval üzerine akrilik boya

Evliya Çelebi’nin Seyehatname’sinin 3. Cildinde naklettiği, Bulgaristan Çalıkkavak köyünde geçen, çocukları ve kendini tavuğa dönüştüren cadı vakasını resmettim. (Dobruca Cadısı, 50x70 tuval üzerine akrilik boya)

Evliya, Balkan seyahati sırasında Dobruca’da Çalıkkavak köyünde bir kefere hanedanlığında (kafirlerin içinde oturduğu bir evde) ateş başında otururken, içeri öfkeyle giren yaşlı, dağılmış saçlı bir kadından bahseder.
Kadın farklı bir lehçede etrafa Bulgarca küfürler savurur, o kadar öfkelidir ki Evliya kendi askerlerinin onu kızdırıp kızdırmadığını sorar. Ama askerler durumdan habersizdir.

Daha sonra yaşlı kadının yanına yedi kızlı erkekli çocuk gelir. Ateş başını kuşatırlar. Evliya’ya oturacak yer dahi kalmaz ve bu olaydan “garib temâşâdır” diye bahseder. Gece yarısı Evliya’yı uykusundan uyandıracak sesler duyulur. Olayları uzaktan izlemeye koyulur. Yaşlı kadın eve girip ocaktan aldığı külü fercine sürer. Ellerinde kalan küle iste farklı lehçede efsun okur. Ocak başında çıplak yatıp uyuyan yedi çocuğun üstüne saçar.

Yedi çocuk iri piliçlere dönüşüp ciklemeye başlar. Elinde kalan külü de kendi başından aşağı saçar ve büyük bir tavuğa dönüşür. Evliya’nın korkudan burnundan kan boşanır ve bir feryat yardımcılarını çağırır. O anda dışarıdan gürültüler gelmeye başlar, hemen askerlerini gönderir. Tavuğa dönüşen cadı ve piliçler atların arasına girmiştir, atlar korkudan birbirlerini helak edercesine tepinmeye başlar.

Köydekiler olayı duyup atları bağlar ve tavuklar uzaklaşır. Büyüyü bozma yöntemleri ise oldukça ilginçtir. Bir hiristiyan cadı-tavuk ve piliçlerin üstüne idrarını yapar. İnsan bedenlerine döndüklerinde onları döverek kiliseye götürür. Papaz cadıyı okuyarak aforoz eder. Evliya olayı şahitlerle anlatır.

Evliya’nın o gece sabaha kadar burnu kanar. Cadının büyüsünü bozan adam evliyaya durumu açıklar. “O kadın başka soydandır. Kış geceleri yılda bir kere Kara Koncoloz (kış cini olarak bilinir) olurdu. Ama bu yıl tavuk oldu. Kimseye zararı yoktur.”