En iyi ben susarım şimdi
Gördüğüm bir avuç içi
Kurduğum bir yalan
Beklenen bir damla
Şimdi bu damla bir göl olmaz da
Bu yalan damlaya damlaya
Çok uzun bir vakit var sandım, şimdi önümde
Bu zaman bana ölümlerden yadigâr
Kendime yonttum dünyayı, ev edindim
Ellerim ayaklarım şimdi toprağı işlemektedir
Ben şimdi nasıl susayım bu beklenenlerin önünde
Bir telaş, binbir haberle verilen onca müjde
Kucak kucak bana bakan bu dişli gülmeler
Susarsam varlığım soğuk kalacak ellerinde
Bu dökülen buzun ayakları lav gibi
Kucak kucak demiştim, sıra ona ne zaman gelir
Ki gelirse bilmem bile o da bilmez eminim
Bir kır saçlı yaşamdan bile bihaberdir demiştir
O cümleleri şimdi bozdum, bir şekil verdim ben oldu
Avucumdan akan çamur
Alnıma vurulan utanç
Uzun gecelerimi hep ölüme boyayan
Kanla, dişle, kaygıyla ve ezberlenen bir yalanla
Sarı yaprak döken bu hastalık
Yalanın doğrusunu taşıyor
Sarılık eski bir tanıdık
Beni hep doğruya kusuyor
Boğulan, dövülen, ölmeyen bu yalan
Şimdilerde yüzüme gülüp
Benim nefesime ortak olup yaşamaktadır
H. Nihan
2021-06-14T08:49:07+03:00Çok güzel başlamış ve öyle de gitmişsiniz. İlk kısmın tadı bir ayrıydı, son da hoşuma gitti. Elinize sağlık.
Hasan Hüseyin Erol
2021-06-13T22:37:37+03:00Bir şiire ne kadar iyi başlanırsa ancak o kadar iyi başlanmış. İlk bölüm güzel bir doygunluk verdi bana. Emeğinize sağlık.