Aaaağğğhhh, çok boş. Boş olduğu kadar da ironik. Bir insan bir konuyu ölene dek konuşabilir, bugün bunu öğrendim. Dinleyeni olmasına gerek de yok.

Wooahh, inanılmaz bir taraf susmadan konuşuyor, diğer taraf ağzını açmadan dinliyor. Hiçbiri yorulmamış gibi görünüyor, muhtemelen hiç de yorulmayacaklar. İlk bir saat onları izlemek ilginç ve eğlenceli lakin ikinci saate girildiğinde tüm eğlence kaçıyor, üçüncü saatte replikler tahmin edilebilir hale geliyor. Bense sadece biramı yudumluyorum ve kusmamak için kafamı dağıtıyorum. Mide bulantım yalnızca yemekten, bu tür ortamlara gençleştikçe ya da yaşlandıkça bağışıklık kazandım. Zaten bira ve yemek olmasaydı burada bulunmazdım. Arada bana da soru soruyorlar yapılması gereken bir ritüelmiş gibi ama cevabımı duymadan başka bir soru çoktan sorulmuş oluyor. İlk başta cevap vermeye tenezzül ediyordum ama artık saatler birbirini tekerrür ettiğinden ağzımı açmadan sadece susuyorum. Neyse ki ben de onlardan pek farklı değilim, tuvalete gitmem için bile birinin eşlik etmesine ihtiyacım var. Bu beni onlardan daha mı iyi yoksa daha mı kötü yapıyor bilmiyorum, tek bildiğim tuvalete gitmek için eşlikçimi altıma kaçıracak olsam dahi bekleyeceğimdir.

Pandomim. Bugünün etkinliği. Duymasam bile ezberlediğim laflar, en kötü şarkıları dinletecek türden bir döngü, bundan sonrası sıkıcı. Sadece gözlemliyorum ve birkaç da fısıltı. Ne kadar baksam da anlayamayacakmışım gibi bir kare. Okuyamıyorum. Günde onlarca sayfa okuyorum ama onları okuyamıyorum. Sanırım bu yünden onlardan korkuyorum.