bu bir döngüydü

saplanıp kalırsın ya 

kapının aralığına

   kuyruğunu sıkıştırmışsın gibi

üstelik kurtulma çabaların hiçtir


13’ü en son tıkladığımda

yaz gününe değen mayıs

kahvelerimizi pişirmişti

Yerler çıplak ve

duvarlar kadınlarının soluğunu 

veriyordu yüzüme

İnan hiç dokunmadı hiç incitmedi

onca kadının yüzü yüzüme karşıyken

     Sardık ve çektik ruha üflenen esrarı

     hayır bu kısır romantizmin şiiri değildi

     bu yıkımın kayboluşun döngüsüydü


Tanrı bana bir güç verdi 

Işığınıza dokunurdum kalbinizi görürdüm

Dilsiz gecenin ortasında

      iktidarsızlığında ve

yersizliğinde


Ruhun avuçlarımdaydı

Ruhum avuçlarımdaydı

baktım ki birdi sihir gibiydi

Derdim yaşamaya gücün var mı

Aşkı tenzih ederdin

sen bir ruh ki ölmüşlere saplanmış

ben ölülere vurgun ruhlara sıkışmış

Derdim ölü bir can seni sevemez

Aşkın ölüye can verdiğini sanırdın

sen bir ruhsuz ki

ruhumun düğmeleri sana iliklenmiş halde tüm ideolojilerden varsıllardan 

ve duyulardan kopmuşum

Sana düşmüşüm üzüm bağlarından

yedi katlı gökten Nil sularından 

Yine de ölüye aşkı üflemişsin

kanlı canlı dirimi nefessiz bırakmışsın


Hayır bu kısır romantizmin şiiri değildi

bu ruhun ölüyle döngüsüydü

saplanıp kalırsın ya ölü bir fotoğrafa

çünkü sıkışmıştır aşkın ruhu kapı aralığına