Ne zaman gelmiştim ben yolun yarısını?

Olsun, yarısını gidenler varamaz demişti Zenon.

Geride kalanlar daha şimdiden buharlaşmış.

Karşımda bir yol, dilsiz,

Bense bir göçebe çarığı kadar yorgun.

Zaman mı o hep akıp giden 

yoksa 13. yaşımda hediye edilen bu ucuz saat mi bulandırıyor zihnimi?

Sesi olur mu ki zamanın?

Yoksa peşimdeki o mu?

Hani, soyut bilinmezliğiyle sarıp sarmalıyor bilinci

Ve ağıtlar yazdırıyor korkuya tadılmamış olana.

Oysa şayet, uykulu vicdanıma rağmen dirimime katılan

Tüm canlılar için kimyasal bir düğün yeri olmalı ortalık.

Ve karnavalın tam ortasında

1.75 boyunda, 65 kilo henüz ölmüş bir ceset.

Yaşarkenki tüm susuzluğum kadar içilsin kanım,

Ve birlikte yok olsun hiç dinmeyen açlığımla acım.