Kanlı elleriyle gözyaşlarını siliyordu Doria

Uykudan uyanmıştı

Zifiri karanlıkta bir tek kan kırmızısını seçiyordu gözleri

Acı yoktu yine de

hisleri dipdiri ve duruydu

ölmüştü işte!

Komodinin üzerindeki aynadan yıldızlar görünüyordu

Ahşap döşemeler gacır gucur inildiyordu

yeri belli olmayan bir musluktan sızan su damlalarının

ve rüzgarın uğultusuyla birlikte pencerelere vuran ağaç dallarının sesleri duyuluyordu

Birden intihar ettiğini hatırladı zavallıcık


Doria! Doria!


Boğazı düğümlenen çocuk, susadığını hissetti

Ellerindeki kanı elbisesine sildi


Doriacığım! Sevgili kızım!


Arkasına dönüp ileriye bir adım attı ve

ayağı paslı bir makasa çarptı

ardından yine gacır gucur bir ses

bu kez sallanan bir sandalyeden...

üzerinde örgü ören yaşlı bir kadın

karanlıkta parıldayan gözlerini Doria'ya dikerek

şeytani bir gülümsemeyle doğruldu

kalkıp kızcağızın üzerine ağır adımlarla

yürümeye başladı

birkaç adım sonra eğilip elindeki ip yumağını

yavaşça genç kıza doğru salıverdi

yaşlı kadından uzaklaştıkça hızlanan yumak

Doria'ya doğru ilerliyordu


Doria! Yapma!


Korku içinde

Az evvel çarptığı makasa davranan Doriacık

bu gacır gucur eden nesneyi

bir yaşlı kadına bir de

üzerine üzerine gelen yumağa doğru tutuyordu

Lakin kızın bu hamlesi yaşlı kadını iyice neşelendirmişe,

yumağı iyice hızlandırmışa benziyordu

her şey yani makas, döşeme, komodin, sallanan sandalye, yumak, ahşap ev, her şey

gittikçe artan bir sesle gacır gucur ediyordu


Tek çıkış yolu pencere gibi göründü Doria'ya

Ama dışarsı da en az içersi gibi korkunç tehditkar geliyordu ona

Derinliği belirsiz bu salonun içinde

gözüne duvara dayalı küçük bir sehpa

ile üstünde bir not defteri ilişti

Yaşlı kadın bunu fark edip sanki

bir an evvel gördüğü şeyden ötürü Doria'yı cezalandırmak

istercesine vahşi bir saldırganlıkla

bu zaten güçsüz olan kızcağızın üzerine atılmaya koyuldu

Çaresiz, makası hançer gibi doğrulttu kendi göğsüne yavrucak

yüzünde tarifsiz bir imdat çığlığı ifadesi...

Ve sapladı güzel kız

tam da kalbine o paslı makası!

O anda her şey sustu

Şimdi yas zamanı her şeyin!


Ve kapı kırıldı

bir ihtiyar yerde kanlar içinde yatan bahtsız kıza sarılıp ağlamaya başladı

arkasında dehşetle bu manzarayı seyreden bir delikanlı

saçları yeni yeni beyazlamış bir kadın

veoyuncak bebeğine sıkı sıkı sarılmış bir kız çocuğu vardı


Ölümün zaptettiği bedenin

Sağ eli üzerindeki kağıt parçasında

kanın mürekkebi bozmasıyla dağılan yazılar arasında

bizlerin yani jürinin bulunduğu yerden o tek cümle görülebiliyordu:


Katilim, intiharımla sonlandıramadığım yaşamımdır.