Şıkırtılı bir masada bekliyorum

Yürürken yürüdükçe büyüyen vücudunla

Diyorum, canın olayım senin

Sahici!

Koparıp da en nazlı etimden

canına can katayım senin


Yalnız bir akşam yemeğinde bekliyorum

Yorgunken aksayan bacaklarınla

Serileyim diyorum 

-Tanrım, biraz buraya bak

Bize yumuşak tabanlar ısmarla-


Gizliden gizliye çakmak çıtırtılarının duyulduğu balkonlarda bekliyorum

Kırgın, isyankâr ellerin

Korkusuz fakat öğrenilmiş bir acelecilikle 

sokağı gözlerken

Bekliyorum kapı eşiklerinde

Çekip gitmelerin olayım senin


Bir hıncın içinde şiştikçe şişen yüreğimle bekliyorum

Sana, aynaya

Sana ve yine aynaya

İyi ki onlara çekmemişsin


Diyelim batıllığımı gömdüm, bekliyorum

Çıkıveriyor çökmekte olan bir beton yığınından 

Yakalıyor beni kalabalık

Bu sefer, boğazımdan

Canımı onlara vermem

Kanadın olacağım senin


-Tanrım, hâlâ bakıyorsan bize

ki hiç sanmıyorum-

Beni günde dört doza böl, diyeceğim

Dört doza böl, sekiz yıla yay

Geceleri yanımda kal

Moraran dudaklarının,

çatlayan böğrünün,

sövmeye meyilli küçük ağzının

telafisi olayım senin.


Sabrımı al, şefkatini ver

Umudun olacağım senin.