öyle çok özlüyorum ki
bir daha asla rastlaşmayacağım günlerimizi
saçları güneşin turuncusu kadının
kaprisli konuşmalarını
güçlü bağlar kurmayı denedikçe azalan hislerini
derincesine kalp ağrıları çekiyordu
yüzünden tebbesümü düşmüyordu birimizde
her şeye rağmen ayaktaydı gözyaşı nedir bilmezcesine
ötekimiz elini kolunu nereye koyacağını bilmezdi
bir sokakta denkleşirseniz yetişmeye çalışıyordur yaşamaya
en çok da güzel yaşayabilmeye
bilirsiniz düşüşlerin dizleri kanattığını
kimi zaman öyle derin yaralar açar ki
belki saatler belki günlerce kanama devam eder
olsun ya deriz biz. derdik biz.
sabah güneş doğuyor, en kötü karanlıklar bile aydınlanıyordu
mevsimler güzeli yaşlarımızda yarın daha iyisine yola çıkıyorduk
o yollar çıkmaz sokakmış
köşe başında mutluluklar yokmuş
yolda kaldık epeyce bir süre
tosladıkça duvarlarımıza
yeni yollar inşa ettik
tırnaklarımızla var ettik
sonsuza kadar sürebileceğine inandığım bir mucizeydi benim için
ölümsüzlük gibiydi hatta belki sanat gibiydi mücadelemiz
hayatımın en afili ve elbette en ağrılı günleriydi
şimdi yazıyorum, dört savaşçı kadın, bir savaş köpeği için
sizi tanımak cehennemdeyken cennette bakmaktı
ölümsüz değilmiş günlerimiz
hikâyemizin bölüm sonu böyle gelmemeliydi
ama olur ya hani güzel bitsin istersin
hayatındaki tüm güzellikler giderken
neyse ki vedalardan hoşlanmam
tekrar görüşeceğiz, sağlıcakla