Herkese selam. Bu yazıda Dr. Nicolaes Tulp’un "Anatomi Dersi" isimli eseri inceleyeceğiz. Öncelikle kısaca bu eserin ressamından bahsetmek istiyorum.


Rembrandt Harmenszoon van Rjin, Hollandalı baskı ustası ve ressamdır. Hollanda’nın ticaret, bilim ve sanatta atılım yaptığı Hollanda Altın Çağında yaşamıştır. “Işığın ve gölgelerin ressamı” olarak bilinirdi. Rembrandt, 1632’de kariyerinin en önemli işlerinden biri olan Dr. Nicolaes Tulp’un Anatomi Dersi’ni resmetmiştir.


Tabloda o dönemlerde yılda bir kez yapılan anatomi dersi resmedilmiştir. Amsterdam Cerrahlar Loncası'nın isteği üzerine yapılan bu eser Rembrandt’ın grup portresi niteliğindeki ilk anatomi dersi tablosudur. Tabloda etrafı meslektaşlarıyla çevrilmiş XVII. yüzyıl Hollandasının ünlü cerrahlarından biri olan Dr. Nicolaes Tulp, anatomi dersinde görülmektedir. Tablonun ana karakteri olan Dr. Tulp dersi anlatırken Amsterdam Cerrahlar Loncası'nın yedi üyesi onu büyük bir ilgiyle izlemektedir. Konu anatomi dersi olsa da tabloda cerrahi aletler ve kan yoktur bunun yerine tablonun sağ alt köşesinde açık bir kitap bulunur. Bu kitap on altıncı yüzyılda yaşamış anatomist Andreas Vesalius’un De Humani Corporis Fabrica (1543) adlı anatomi kitabıdır. 


Resimdeki kadavranın kim olduğunu araştırdığımda birden fazla isimle karşılaştım. Bazı kaynaklar kadavranın silahlı soygunda yakalanarak idama mahkum edilen Aris Kindt'e ait olduğunu söylerken bazı kaynaklarsa palto hırsızlığı suçundan idam edilen Adriaen Adriaansz olduğunu söylüyor. Cesedin yüzü kısmen gölgelidir. Kadavranın başı göğüs kafesinin üstünde sağa doğru yerleştirilmiş ve boynunun idam sonucu kırılan kısmı gösterilmemiştir. Rembrandt resmin ana konusunu dağıtmamak için kırık boynu resmetmediğini söylemiştir. Doktor Tulp cesedin kol kaslarını incelemektedir. Resme konu olan bu ders üç gün sürmüştür. Tablo Mauritshuis Müzesi'nde sergilenmektedir.


Vincent Van Gogh, kardeşi Theo’ya yazdığı bir mektupta ‘’Rembrandt’ın Anatomi Dersi adlı eserini gördün mü?’’ diye sorar. "Tenin tonlarını hatırlıyor musun? Toprak, çırılçıplak toprak, özellikle de ayaklar… Bir de yer yer -aslında bütünüyle- giysinin tonuyla yüzün tonu arasında bir kontrast var…’’ der. Siz de eser hakkındaki görüşünüzü benimle paylaşır mısınız? Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.