Ölümlü bir düğme;

İradesiz ve bıkkın.


Çizdiler sabahları beyaz kağıtlara

Katlayıp bir ceketin cebine koydular.

Biz üşüdük rakamların arasında

Rakamlar şimdi yollarda;

Tabelalarda ve faturalarda


Bir apartmandan bir kadın çıktı

Topuk sesleri mermere

Fondöten kokusu her yere çıktı


Kapı kapandı arkasından

-hep aynı sesle-

-ve hep aynı adımda-

Kadın bıktı.

Biz perdede kaldık

Yıpranmış bir desen gibi

-işimiz buymuş gibi-

Kim önce ölür onu konuştuk

Ben tabii

Olur yolda buluştuk.


Sonra muzip planlarımız oldu.

Ceketin cebinden kağıdı çalmak

Ceketin cebini çalmak

Ceketi çalmak

Çalmak.


İlk denemede bir düğme kopardık.

O kadar.

Kağıt kaldı ceketin cebinde

Biz perdede kaldık birçok

Perde evin içinde


Sabahlar hiç yıpranmadı

Bayat çaylar satıldı.

Aynı soğuk aynı sokak

Kadın işten atıldı.


Bir sabah bize geldi

Kimsiniz diye sordu

Perde dedim; avucumda

Düğmesi duruyordu.


Kadının yüzü soluk

Beddua ediyordu.


İradesiz ve bıkkın

Kağıdı arıyordu.


Oysa kağıt...

Zaten yoktu.