İnsan yanımız düşmelere, ezilmelere, çarpmalara, yere çakılmalara, delirmelere yer verirken bizler bu dünyanın soyut yanını yaratan sanatseverler olarak yeni bir kapı açıyoruz evrende. Acılar bizlerin belki de itiş kuvveti oluveriyor. Kimi zaman da acayip bir kaçış yolu yaratı dediğimiz şey. Orada düşler, karmaşık sinyaller ve daha fazlası var. Evet sanat dünyanın içinde dünyadan daha fazlası olmak adına verilen bir mücadele. Yerilecek onca hakikatin birer silüete dönüştüğü bir alan yaratımı. Bu yüzden sanat yapanların birer hükümdar olduğunu düşünürüm. Onlar yeni evren kapısı açan büyük yaratıcılar. İşte onlar sayesinde dünyada hiç konuşulmayan bir dil öğreniyoruz. Yepyeni bir dil ve sürekli içeriği genişliyor her eserde. Bir matbaanın harfleri basan parçası gibi yeni harfler basıyorlar eserlerinde. Duyguların merkezi, aklın da belgesi niteliğindeki bu eserler yepyeni ufuklar açıyor kalıplaşmış belleklerimizde.