Önümde yaşam var, yargısız
Her rengiyle güzeli haykırıyor.
Bir şey anlatmak ister gibi kaygılı biraz.
İlkbaharı burnum seviyor en çok. Kışı kulağım.
Sonbaharı gözlerim seviyor en çok. Yazı tenim.
Ne bir fotoğrafa sığıyor o güzellik ne bir betimlemeye.
Anlatmaya kelimelerim yetmiyor.
Aşamıyorum işte, gözüme sokuyor, derime işliyor.
Burnumu yakıyor, kulağıma haykırıyor hep.
Yeniden doğuşlar diyor sanki ve ölüm.
Zarar yok, kayıp yok, iyi-kötü yok.
Ölümün kırmızısı, değil ki yaşamın yeşilinden özel.
Sindiremiyorum bu güzelliği, kanıma karışıyor.
İçime sığdıramıyorum, kesip akıtsam diyorum içimi.
Bu kadar yaşam fazla bana, bu kadar ölüm.
Bu kadar güzellik sığmaz içime diyorum.
Ben ölümlü bir kabuk. Çatlatıyor hayat beni.
İçime dolup taşıyor. Şişiriyor, büyütüyor.
Coşkuyla kabarıyor göğsüm, huzurla sönüyor.
İçimden dolup taşıyor sevgim yürüdüğüm yerlere.
Arkamda sevgi kırıntıları bırakıyorum, taşıyorum.
Kediler takılıyor yoluma, herkes sevgi peşinde.
Duruyorum bir nefes kadar, seviyorum, seviliyorum.
Doğa hep bir yolunu bulur ya hani.
Ben de aramayı bıraktığım gün, buldum sanırım.
Bir park var bizim orada. İçinde türlü ağaç.
Hiçbiri ait değil bu iklime. Yaşıyorlar bir şekil.
Mutsuz da değiller ama.
Yeniden doğduğu yere bağlanır insan, kedi, ağaç.
Ben de yolumu buldum şimdi. Ağaç oldum.
Kaçmak yok artık. Kabulleniş.
Kök salamadım hiçbir toprağa.
Bir hayalim var şimdi. Kök salacağım gittiğim her yere.
Bir tohum olup gideceğim sonra.
Büyüttüğüm ağaç kalacak benden geriye.
Kabuğumu yırtıp, yeniden ve yeniden doğacağım.
Tek bir ağaç, ormana dönüşebilir mi?
Bu benim deneyim hayatta.
Hayaller dünyasındaki ormanımdan,
Gerçekliğin dünyasına getirip dikeceğim ağaçlarımı.
Bir evren kuracağım dostlarıma.
Benden geriye bir hatıra ormanı.
Gerçekliğin en güzel yeri olacak ismim.
Düşler bahçesi koyacağım adını.
Adımla anılacak her bir şiir.
Ağaçların gövdesine kazıyacak onu genç aşıklar.
En güzel kafiyesini yazdım ömrümün.
Mutlak sona inanmıyorum ben
Mutlak son dediğim sadece bir ölüm hâli.
Atalet, uyku, bekleyiş.
zamanı gelince, çatlar toprak, doğar her tohum.
Sonuma dek doğup öleceğim.
Ve bıkmayacağım söylemekten.
Yeniden doğuşlar ve ölüm.