Umduklarıma nail olamadığım, dualarıma sahip çıkamadığım bir yolda düştüm; kanlar aktı bin parça her yerimden, en çok kalbimden. Şu ufacık bedene ne çok yük, şu ufacık yüreğe ne çok hayal kırıklığı sığdırmışım. Düşünce saçıldılar ortalığa ve benim ufacık bir gücüm dahi yok benim olanları toplamaya. Hayat devam ederken ben düştüğüm yerden bir milim kıpırdayamamışım gibi hissettim çoğu zaman, çoğu zaman bir şeylere geç kalmış, hayatın gerisinde kalmış gibi hissettim. Oysa düşmek de hayatın bir parçası değil mi kalkmak gibi? Kendimi bildim bileli bir şeylere yetişmeye çalışıyorum, farkında olmayarak kendimi geride bırakmayı göze almışım. Yetişmeye çalıştığım şeylere yetiştiğim de oldu zaman zaman, ben yetiştiğimdeyse onlar çoktan değişmişlerdi benim sevdiğim hallerinden. Benim sevdiğim...

Çok şey oldu, bazı şeyler geride kaldı, bazılarının yarası bende kaldı. Yine bir şeyler olacak, belki daha kötüleri de olacak ama geçecek, hep geçti, iz bırakarak da olsa... Biliyorsun, her şey geçer önünde sonunda. Biz yine yolumuza devam ederiz. Yaramızdan akan kanları temizler, sararız onu yavaşça, bazen kendi canımızı da acıtırız sarmak isterken ama hallederiz sonunda. Halledemezsek de kabulleniriz. Çünkü biliyorsun, her şey ondan...

Yaralarınla oyalanıp yarınlarına haksızlık etme.

Uyu güzel kızım, gün doğacak ve sonunda sen yine kendine kalacaksın…