Fütursuzca hareket ediyor hafızamı kuşatan yanlışlarım ve doğrularım. Bir yanlışa inanıyor aklım ve engel olmuyor buna benliğim, üstelik bütün doğruları bilirken. Kısacası düşmanı gibiyim kendimin. Zaten ben bütün düşmanlarımı kendi ellerimle büyütüp yetiştiren biriyim. Bu sefer de kendimi hedef seçmişim. Kendimden daha iyi tanıdığım bir insan yok fakat kendimden daha yabancı olduğum tek bir insan da yok. Bu yüzden zor bir hedef belirledim kendime sanırım. Bir nevi ruhumun kıyısına birkaç intihar tohumu bırakıp kaçmışım gibi. O tohumun büyüdükçe beni küçülteceğinin, yok edeceğinin farkında olmam gibi ve buna rağmen her gün sulamam gibi. Öyle kırgın, öyle çaresiz fakat öyle de mecbur gibi.