Düşün kaygısına düşer insan bir rüyaya tutunarak

Sesi duvarlara çarpa çarpa içinde parçalanır

Duyamaz kimseler gecelerce düşmüş kimseleri.

Öyle bir yalnızlıktır ki bu, düşün

Kaygılı rüyaların çatı katında koskoca bir tek başınalık...

Kilitli kapılar ardında bir penceredir yine de yaşamak

Güneş almaz, kervan geçmez, evvel zamansızdır, olsun.

Bir sızıntı güneşe hasret kalbi, yarasından

Güvercinler çizer gökyüzüne pekâlâ mürekkeplerce umuttan.

Tutunsa bir taşa ağır aksak, taş ağlar

Bir taşın ağlamasının derdine düşer bir de yetmiyor gibi toprak.

Öyle bir yürektir ki bu, düşün

Koskoca zeytin dallarından...

Öyleyse yaşam bir düşün kaygısıdır.

Öyleyse ölüm bir zeytin dalının rüyasıdır.