Trajik zamanlar, insan zihninin en aktif şekilde seri kararlar verdiği zamanlardır. Zira bir şeyin trajik olabilmesi için öngörülemeyen ya da engellenemeyen nitelikte olması gerekir ve bu durum gerçeklik algımızda, dünyayı görüş şeklimizde bir şok etkisi yaratır. Bu şok ve eski görüşün yıkılması, yeni bir dünya ve gerçeklik algısının inşasını mecbur kılar. Bu sebeple daha önce hesaba katmadığımız şeyleri de düşünerek seri kararlar alırız. Şu anda bu yazıyı yazarken üzerinde olduğumuz trajik zamanlar da bana seri kararlar aldırıyor. Aldığım kararları analiz etmek, düşünce güzergahlarımın farkına varmak ve kararların uygulanması konusunda strateji geliştirmek amacıyla bu yazı dizisini başlatıyorum. Yazma fikri, uzun zamandır zihnimdeydi, tüm bu olaylardan önce neredeyse birkaç yıldır, düzenli yazma fikrinin bana her açıdan yardımcı olacağını düşünüyordum fakat yazmak ve düşünceleri kağıda/dijital ortama aktarmak efor gerektirdiği gibi beni kendi mahremiyetimi daha korunaksız bir düzleme indirgediğim düşüncesi ile rahatsız da ediyordu. Umarım başlamaya niyetlendiğim bu yazı dizisine devam edebilirim. Bu dizi içerisinde yukarıda bahsettiğim gibi alınan kararlar üzerine olduğu gibi olaylar ve durumlar üzerine kendi yorumlarım, karşılaştığım bazı gerçek hayat problemlerine karşı çözüm arayışlarım ve bunlarla birlikte gözlemlerimin getirdiği kısa veya uzun aforizmalarım yer alacak. Bir günlük gibi olmasa da oldukça kişisel bir takım yazı olacağını söyleyebilirim.