Cam bardakta bir gün

Modası geçmiş bulutlar

Dağıtıyor ter kokusunu çoğalan kalabalığın

Bulutun bohçasında kelepir yağmurlar

Morunu yıkıyor gözlerin ki

Sokağın yumruğuyla makyajlandılar

Büsbütün


Ağaç soluyup ışıl ışıl çelik tükürdüm

Dilimde kelebekler kanadı açık duramazlar

Köhür köhür şehirli hikayeler öksüren

Şu endüstriyel parklarda

Anadolu tuttuğunda mitolojik sakalını

Kibele korkudan memelerini saklar


Fincan soylularının gökyüzü gibi mideleri

Gurme buğdaylar öğütür kevgirlerinde

Lidyalı mucid azarladı onları duyduk

Tek başına ve öncesinden milad'ın

Paslı diliyle bir iblis eşlik ediyordu kendine


Bahçeler, bahçeleriniz

Ve dallı budaklı kurşunların

Alaylı kovanlarını taşıyan göğüsleriniz

Yapay taraçalarında mutlu, inip kalkar


Biz buralarda bardak bardak güneş içeriz

Üst üste konmuş kitaplardan

Korkmayacak kadar cesur

Kara kediler gibi şanslıyız

Ve meyhanede sarhoş olmaklığımız

Şişkin pazulu türküler kuşandığımızdan

Nadiren vuku bulur


Yüzlerde yaz gecesi tebessümü

Bir iki iğde, cebimdeki esintinin üşümüş avuçları

Ekmek gibi kokar güneş altındaki otların teni

Kuzgunlar uçmaya bu saatte başlar


Dolaşmaya çıktığında sentetik güzelliğiyle havva çocukları

İyi bilir boş bir kavanoz varlık nedenini

İki bacaklı mahluktan daha derin

Ki taşır aklını üzerinde omuzlarının

Onun benliği

                       Boş

                                Kavanozsa

                                                    Derin...