Yoksun bir savruk yanaşıyor sırtıma

Sırtım, ağır yüklerin soğuğuyla kavruluyor

Göğsüm harda bir gömleğin nârıyla,

Yazgım insancıkların ruhuyla demleniyor


Öfkeme bir romancının kaygısı dâhil

Ve zahir, avucumda bin dirhem şiir

Biziz suçlu, ne gök ne bulutlar değil

Maktulleriz, konuşanlar yaşama dair


Uzaktan görünen yakının çıplak taklidi

ve bilmeden susanlar, aciz sanatkârlar

Yokuz ve belki yokluk varlığın takdiri

Biz... Sanrılara tapan gerçek günahkârlar


Bize fazla bu kadar derinlik yahut

Yusuf neylesin bilmem bu kadar sığlığı

Âdem’in sonuydu isyan, değil sükût

Baştan çıkarken bedendi tek varlığı


Bu bir şiir mi, belki bir deli saçması

Sahi biz kimiz, hangi firavunun Musa'sı?

Düşünüyorum, öyleyse insan mıyım yoksa

Bu akıl almaz başlar, sahi kimlerin asası? 


Dünya!

Bir işkenceler kasabası...

Yeryüzü bize,

Bir başkent kargaşası.