Siz yürüyorsunuz ama ben ne yazık ki hala bıraktığınız yerde, bıraktığınızın ötesine yürümeye çalışıyorum. Yüreğimi elime koyup biraz olsun içimi soğutmaya çalışırken, işleri daha da içinden çıkılmaz bir hale getiriyorum. Sürekli ama sürekli düşünüyorum. Ben kötü biri miyim? Birisi söylesin. Ben bütün bunları hak ediyor muyum? Nerede hatalıyım? Tam olarak ne yapmalıyım? Nerede yürümeli, nerede durmalıyım? Bunların cevabını sanırım kendi kendime bir türlü veremiyorum, veriyorum bazen ama tatmin olmuyorum. Sonra bunun üzerine daha da uzun düşünüyorum. Neden böyleyim? Neden sürekli onaylanma ihtiyacı hissediyorum? İnsanların bana kafasını sallayıp anlayışlı bir çift gözle bakmasıymış gibi sanki hayatımı düzene sokmanın tek yolu. 


Hayatım boyunca, içimdeki bütün duyguları bütün netliğiyle karşımdakine aktarırsam, kendimi tam olarak ifade edebilirsem eğer her şeyin çözüleceğine inandım. İçimde taşıdığım şeyler hep omzuma yük, yüreğime garip bir nefret duygusu yerleştirdi. Tam olarak nasıl tasvir edebilirim bilmiyorum, sadece bir şeyleri söyleyip kurtulmak hep içimi ferahlatır dedim. Hep bunalttım kendimi, başkalarını. Kendi düşüncelerimle işleri işin içinden çıkılmaz hale hep ben getirdim. Söylersem kurtulurum dedim, kurtulamadım. Bazı şeyleri olay yerinde bırakmayı öğrenmek istiyorum artık, biraz üzüleyim geçsin istiyorum. Bir saat üzerine düşünüp sonra derin bir nefes alıp hayatıma kaldığım yerden devam etmek istiyorum. Yapamıyorum, çok çabalıyorum, çok didiniyorum. Ama beynimin içinde bir ses, bir yerlerden sürekli ama sürekli beni suçluyor. Susturamıyorum. Her şeye iki bin kat daha fazla üzülmek zorunda mıyım? Her şeyi bu kadar fazla hissetmek zorunda mıyım? Neden bırakamıyorum? 


İşte. Siz oradan, olduğunuz yerden bana yargılayan, küçümseyen ve garipseyen gözlerinizle bakarken, bir şeyleri düzeltebileceğime dair inancımı artık tamamen yitirmek üzereyken, bütün bunlara rağmen elimde kalan ufacık umuda tutunup sevgimi her şeyin, herkesin önüne katıp doğru olanın bu olduğuna emin adımlarla yürürken siz suçlayan bakışlarla bakmaya devam ettiniz. Ben artık hayatımda bunu istemiyorum ama sürekli hayatımın merkezinde kendimi değil bunu buluyorum. Duygularım mantığımın öyle önüne geçiyor ki beynimin tuşunu kapatıyorum, her seferinde. Kimsenin kalbini kırmayı, üzmeyi hiç istemedim. Ama kimseyi kırmayacağım diye kendimi o kadar kırdım ki yoruldum. Biraz da birileri bana gelsin, biraz da başkaları anlasın hatalarını. Biraz da başkaları, benim için gururundan ödün versin. Özrümü eziklik saymanızdan yoruldum. Ben artık hayatımda bunu istemiyorum, hayatımda bunu istemiyorum. Nasıl kurtulacağım bilmiyorum ama kurtulmam gerektiğine eminim.